21 Nisan 2010

-İslam'ın Işığında-





MEKNUN
arkadaşımızın duası


Gayb ilminle ve halk üzerine kudretinle, hayatı benim için hayırlı gördükçe beni yaşat, ölümü benim için hayırlı gördüğün zaman da beni vefât ettir.
Ey Rabbim!
Gizlide ve açıkda senden haşyetini istiyorum.Rızâ hâlinde de, gadab hâlinde de ihlâs sözünden ayırmamanı istiyorum, fakirlikte de zenginlikte de i'tidâlden ayırmamanı istiyorum.Senden tükenmez bir ni'met, kesilmez bir göz ferahlığı (yüzde açıkça görülen neş'e ve huzûr) istiyorum. Senden beni kazâna râzı kılmanı, ölümden sonra yaşamanın serinliğini istiyorum. Senden yüzüne bakmanın lezzetini; sana kavuşmanın şevkini istiyorum. Bütün bunları zarar vericinin zararından, sapdırıcı bir fitneden uzak olarak vermeni istiyorum.
Ey Rabbim!
Bizi îmân zîynetiyle süsle,bizi doğru yolda olan hidâyet rehberleri kıl.”

--AMİN--

MEKNUN
arkadaşımıza çok teşekkürler.
sevgiler,selamlar






MEKNUN
arkadaşımızın duası

Allah'ım...!
Sana layıkıyla kul olmayı öğret bana

Ey Allah'ım...!
Sana layıkıyla kul olmayı öğret bana,
Rasulüne(sav)layıkıyla ümmet olmayı öğret bana,
Nefsimin ve şeytanın şerrinden korunmayı,
Haramlardan uzak kalmayı,
Miraç-vari namaz kılmayı,
Kalbimle dilimle beraber olan oruç tutmayı,
Hz Eyüp misali sabretmeyi,
Hz Yusuf misali sakınmayı,
Hz Yunus misali pişman olmayı,
Hz Ebubekir misali doğru olmayı,
Hz Ömer misali adaletli olmayı,
Hz Osman misali hayalı olmayı,
Hz Ali misali şecaatli olmayı,
Hz Muhammed (sav) misali güvenilir olmayı ihlaslı olmayı samimi olmayı ve
onun gibi kul olmayı mü'min olmayı öğret bana...
Ey Rabbimiz!
Ancak sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır (Mümtehine 4).
Ey Rabbimiz!
Bizi inkar edenler için deneme konusu kılma bizi bağışla!
Ey Rabbimiz!
Yegâne galip ve hikmet sahibi ancak sensin (Mümtehine 5).
Ey Rabbimiz!
Nurumuzu bizim için tamamla bizi bağışla; çünkü sen her şeye
kadirsin (Tahrim 8 ).
İbrahim (a.s)´in Duası:
Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat (Şuarâ 83).
Bana sonra gelecekler içinde iyilikle anılmak nasip eyle! (Şuarâ 84).
Beni Naîm cennetinin vârislerinden kıl (Şuarâ 85).
Süleyman (a.s)´in Duası:
Ey Rabbim! Beni gerek bana gerekse ana-babama verdiğin nimete şükretmeye ve
hoşnut olacağın iyi işler yapmaya muvaffak kıl. Rahmetinle beni iyi
kulların arasına kat (Neml 19).
Amin

MEKNUN
arkadaşımıza çok teşekkürler.
sevgiler,selamlar







NERİMANINMUTFAĞI
arkadaşımızın duası

eyyy alemlerin rabbi .eyy alemlerin yaratıcısı

senden geldik sana döneceğiz

sana döndüğümüzde bu yüzümüzü karartma

eyy rabbimm bizi merhametinle yargıla

eyyy rabbimm bizi nefsimizin elinde bırakma

eyyy rabbimmm beni benimle yanlız bırakma

eyyy rabbimmm benim kalbimi temizlemem için yardım et

eyyy rabbimmm bana verdiğin bu nimetlerin hesabını sorma

eyy rabbimm bana verdiğin bu nimetlere şükretmeyi nasip et

eyy rabbimmm bana verdiğin bu azalarımı iyilk yapmak için kulllanmayı nasip et

eyy rabbimm alan el etme veren el et

eyyy rabbim katılaşmış şu kalbimi yumuşat

eyy rabbbim senin kapından başka kapı aratama

eyy rabbim kendi kapına muhtaç et

eyy rabbimm senden gelen her şeye razıyız

eyy rabbimm bize verdiğin musubetlere dayanma gücü ver

aminn aminn

NERİMANINMUTFAĞI
arkadaşımıza çok teşekkürler.
sevgiler,selamlar






BELGUZARANNE
arkadaşımızın duası

ALLAHIM, ACİZLİKTEN, FAKİRLİKTE,KORKAKLIKTAN, TEMBELLIKTEN,HİLEKAR DOSTTAN, FAYDASIZ İLİDEN, KABİR AZABINDAN,AĞLAMAYAN GÖZDEN,SIKINTI VE ÜZÜNTUDEN, ÜRPERMEYEN KALPTEN,HERTÜRLÜ HASTALIKTAN,BORÇ ALTINDA KALMAKTAN,KABUL OLMAYAN DUA DAN, DOYMAK BİLMEYEN NEFİSTEN,İHTİYARLAYIP ELE AVUCA DÜŞMEKTEN, ZALİM OLMAKTAN , ZULME UĞRAMAKTAN, İSYAN ETTİREN FAKIRLİKTEN, AZDIRAN ZENGİNLİKTEN VE GELEEĞE KAYGILANMAKTAN ,SANA SIĞINIRIM....AMİN

BELGUZARANNE
arkadaşıma çok teşekkürler.
sevgiler,selamlar



LÜTFİYE
arkadaşımızın duası

KAZA VE BELALARDAN KORUNMAK İÇİN DUA

Ebû'd-Derdâ Hazretleri'ne, "Evin yandı" denildiği zaman; "Benim evim yan­maz." dedi. "Zira ben Resûllullah'tan şu kelimeleri işittim. Bunları sabahleyin oku­yan akşama kadar musibetten emîn olur. Akşamleyin okuyana da sabah oluncaya kadar musibet gelmez."

"Allahümme ente Rabbî lâ ilâhe illa ente aleyke tevekkeltü ve ente rabbü'l -arşi'l-azim.lâ havle ve lâ kuvvete illâ billahi'l-aliyyi'l-azîm. Mâşâallahu kâne ve mâ lem yeşe' lem yekun, a'lemü ennellâhe alâ külli şey'in kadîr ve ennellâhe kad ehâta bi külli şey'in ilmen.ve ahsaa külli şey-in adede. Allahümme inni eûzubike min şerri nefsî ve min şerri külli dâbbetin. Ente âhizun binâsiyetiha. İnne rabbî ala sırâtın müstakîm."

Tercümesi: "İlâhî, Rabbim sensin, senden başka ilâh yok. Sana güvenirim. Büyük arşın Rabbi sensin. Allah ne dilerse o olur. Binaenaleyh dilemediği şey olmaz. Kuvvet ve kudret Yüce ve Büyük Allah'ındır. Biliniz ki, Allah her şeye kudretlidir. Allah'ın ilmi her şeyi kaplar. İlâhî, ben nefsimin şerrin­den, her şirretin ve her hayvanın şerrinden sana sığınırım. Hepsinin nahiyesinden tutacak sensin. Muhakkak Rabbim doğru yolun sahibidir."

bu duayı http://gelibolu17.blogspot.com/ arkadaşıma gönderiyorum...
LÜTFİYE
arkadaşımıza çok teşekkürler.
sevgiler,selamlar





GÜLLERHÜRMETİNE
arkadaşımızın duası

"Onlar ki; inanmışlardır ve kalpleri Allah'ı anmakla huzura kavuşmuştur. Dikkat edin; gerçekten kalpler, ancak Allah'ı anmakla huzura kavuşur." (Rad 28 - İbni Kesir Meali)

ADAP NEDİR?

Ahlak,terbiye ve nezaket kuralları. Birini ziyafete davet etmek manasını ifade eden edeb, İslam'ın güzel saydığı söz ve davranışlardır. Bu itibarla edep, insanların kendisine davet olunan bilimum hayır, zarâfet, usluluk ve güzel ahlak demektir. Edeb, insanı ayıplanma ve kötülenme sebeplerinden koruyan nefsin köklü bir kuvvetidir.
    Ayet ve Hadisler Işığında Adab-ı Muaşeretten Örnekler
*** Herkese karşı tatlı dilli, güler yüzlü açık kalbli olmak. Allah iyi huylu güler yüzlü kimseyi sever.
*** Herkes ile güzel görüşmek, halka eziyet vermekten sakınmak. "Müslüman diğer müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu kişidir."
*** Kötülüğe karşı iyilikte bulunmak ve halkın eziyetlerine karşı sabırlı olmak. Allah katında sıddîkların mertebelerine erişmek için zulmedeni affetmek, irtibatı kesenle irtibat kurmak esirgeyene esirgemeden vermek gerekir.
*** Küskünlüğe, dargınlığa, düşmanlığa son vermek. Müslümanın müslümanla üç günden fazla dargın durrnası helal değildir.
*** Dargın iki müslümanın arasını bulmaya çalışmak. Yalan söylemenin caiz olduğu yerlerden biri, dargınların barışmalarını sağlamak için söylenen yalandır. Bu da sadaka vermek kadar hayırlı bir iştir.
*** İnsanların kusurlarını araştırmamak, bilakis bu kusurları örtmeye çalışmak. Başkasının kusurunu arayan, önce kendi kusurunu görmelidir. Başkasının kusurunu örten bir müslümanın kusurunu da Allah örter ve onu affeder.
*** Dostlar birbirlerini arkalarından müdafaa etmelidir, haklarındaki yanlış fikirleri düzeltmelidirler. Kardeşine yardımda bulunana Allah da yardım eder.
*** İnsanlara karşı kötü zan ve töhmette bulunmamak, nefret uyandırmamak, dedikodu yapmamak. Bu sözlerin konuşulduğu yerleri terketmek.
*** Her insanla, kapasite ve mevkilerine göre konuşmak. Cahille ilmî konuşma yapılamayacağı gibi, alimle de cahille konuşulduğu gibi konuşulmaz. İnsanlara akıllarına göre hitap edilmelidir.
*** Büyüklere hürmet ve saygı; küçüklere, düşkünlere şefkat ve merhamet, özellikle aile arasındaki fertlere iyi muamele etmek İslam'ın esaslarındandır. Allah ana babaya saygısızlık bir tarafa "öf" demeyi dahi yasaklamıştır. Başkasına merhamet etmeyene merhamet olunmaz.
*** Herkes hakkında hayır dilemek ve, yardımda bulunmak müslüman kardeşliğinin bir özelliğidir. Ancak bu yardımlaşma kötülükte değil, iyilikte olmalıdır. Mümin kendisi için arzu ettiği güzel şeyleri Müslüman kardeşi için de arzu etmelidir. Kendini kötülüklerden koruduğu gibi etrafındakileri de korumaya çalışmalıdır.
*** Selam, müslümanlar arasında sevgi bağlarının kurulmasında önemli bir araçtır. Selam vermek sünnet, almak ise farzdır. Peygamberimiz (s.a.s.) selamı yaymamızı, tanısak da tanımasak da her müslümana selam vermemiz gerektiğini bununla da imanımız olgunluğa erdiği için Cennet'e gireceğimizi müjdelemiştir. Bu nedenle gençler ihtiyarlara, binek üzerinde olanlar yürüyenlere, yürüyenler oturanlara, arkadan gelenler önden gidenlere, bir kişi çok kişiye selam vermelidir. Selama daha güzel bir şekil de karşılık vermek gerekir. "es-Selamu aleykum" diyene "ve aleykumu'sselam ve rahmetullahi ve berekatuhu" denmelidir. Verilen selamı alma durumunda olmayana selam vermek mekruhtur. Yemek yiyene, namaz kılana, Kur'an okuyana, hutbe dinleyene selam verilmemelidir. Kafirlere selam verilmez. Açıktan açığa Allah'ın emrini çiğneyen ve bu halinde ısrarlı olana da selam verilmez. Topluma verilen selama bir kişi karşılık verirse, diğerlerinin selam alma sorumluluğu kalkar. Selam getiren birinden selamı almak, mektupta yazılı selama ya mektupla ya da o anda sözle karşılık vermek gerekir. Eve girerken ev halkına selam verildiği gibi ayrılırken de selam vererek ayrılmak faziletli bir iştir. Boş bir yere girilirken de "es selamu aleyna ve ala ibadillahi's-Salihîn" diyerek selam verilir. Selam, müminin mümine yaptığı hayırlı bir duadır. "Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerine olsun." Manasına gelen selamlaşmanın yerini basit kelimeler tutmaz.
*** Karşılaşan iki müslüman birbirlerinin ellerini tutarak müsafaha eder. Peygamber'e (s.a.s.) salavat okur, hal hatır sorarlar. Bu durumda olan kişiler henüz birbirlerinden ayrılmadan Allah onlara mağfiret eder.
*** Aksırana karşı hayır dua etmek. Aksıran kişi "elhamdülillah"der, yanındaki müslüman "yerhamükellah" yani "Allah sana merhamet etsin " diye dua eder, aksıran kişi de "yehdîna ve yehdîkumullah " yani Allah bizi de sizleri de hidayete daim kılsın" diye karşı duada bulunur. Buna "teşmît" denir.
*** Müslüman gittiği meclise temiz elbiseyle gitmelidir. Yaşlı ve bilgili kimselerden üstte oturmamalı, kendine söz düşmedikçe konuşmamalı, söylenilen faydalı şeyleri dinlemelidir. Sonradan gelenlere yer vermeli, birbirlerine karşı güler yüzlü, tatlı sözlü olmalıdır. Meclisten ayrılırken arkadaşlarından izin alarak ve selam vererek ayrılmalıdır. Bu kural cemiyet ve cemaat muaşeretindendir.
*** Müslümanlar uygun zamanlarda mümin kardeşlerini, büyüklerini ve yakın akrabalarım ziyaret etmeli, onların gönüllerini hoş etmeye çalışmalıdır. Ancak ziyaretin, çok uzun ve usandırıcı olmamasına özen göstermelidir. Ziyarete gelenlere imkan nisbetinde ikram etmelidir. Allah'a ve ahirete inanan, misafirine izzet ve ikramda bulunmalıdır.
*** Müslüman, din kardeşinin davetine icabet eder, ziyaretinde bulunur. Böylece aralarında muhabbet artmış olur. Peygamber (s.a.s.), "Sizden birinizi kardeşi düğün yemeğine veya benzer bir ziyafete davet edince icabet etsin." buyurmuştur. Ancak bu tür yerlerde Allah'ın yasakladığı içki ve benzeri şeyler bulunuyorsa oraya gitmemelidir. Kötülükleri engelleyeceğine kanaat getirirse, gidebilir. Merasimler külfetten ve gösterişten uzak olmalıdır.
*** Müslümanlar, din kardeşleri yanlarına geldiklerinde, hürmet olsun diye ayağa kalkabilirler.Alim zatların ellerini öpmek caizdir. Ancak dünyalık bir menfaat elde etmek için el öpmek, boyun bükmek, hele hele dalkavukluk yapmak asla doğru değildir. Büyüklerin huzurunda yerlere kadar eğilmek ve yeri öpmek haramdır.
*** Müslümanlıkta komşuluğun büyük ehemmiyeti vardır. Komşu haklarına son derece riayet etmeli, onlara zarar verecek her türlü hareketlerden kaçınmalıdır. Kötülüklerinden, komşusu emin olmayan kimse gerçek mümin olamaz.
*** Hastaları ziyarette bulunmak, onların afiyetlerine dua etmek dinî bir görevdir. Hz. Peygamber (s.a.s.) bir hadisinde: "Beş şey vardır ki, kardeşine karşı müslümana vazife olur. Bunlar da, verilen selamı iade, aksırana hayır dua, davete icabet, hastayı ziyaret ve cenazeleri mezara kadar takip etmektir." buyurmuştur. Müslümanlar, vefat eden din kardeşlerinin cenazelerini kabirlerine kadar üzüntülü ve düşünceli götürür kabre defnederler, haklarında rahmetle duada bulunurlar. İmkan buldukça müslümanın cenaze namazını da kılmalıdır. Kabirlerini ziyaret ederek haklarında hayır duada bulunmak bir vefa borcudur. Ancak kabir ziyaretleri İslamî ölçüler içerisinde olmalı, aşırı ta'zim hareketlerinden sakınmalıdır. Kabir ziyareti insana ölümü ve geleceğini hatırlatır, uyanmaya vesile olur.
*** Evlere ve odalara girerken usule riayet etmek gerekir. Cahiliye devrinde evlere hücum edilircesine girilirdi. Ziyaretçi eve girer ve girdikten sonra da 'girdim' diye seslenirdi. Çok defa, ev sahibinin ailesiyle onları başkasının görmesi doğru olmayan halde, kadın veya erkeğin avret yerlerinin açık olduğu olurdu. Bu hal, üzüntü verip gönülleri yaraladığı gibi evleri emniyet ve huzurdan yoksun bırakırdı. Ayrıca gözler tahrik edici yerlere takıldığı zaman nefisleri bu şekilde fitneye sürüklerdi. İşte bu sebepten dolayı Allah müslümanları yüksek bir adab-ı muaşeretle terbiye etmiştir. Evlere girmeden izin isteme adabı ve ev halkına güven verip onlardan kuşkuyu gidermek için girmezden evvel selam verme adabını getirmiştir.
"Ey inananlar, kendi evlerinizden başka evlere, izin alıp halkına selam vermeden girmeyiniz. Herhalde bunun, sizin için daha iyi olduğunu düşünüp anlarsınız." "Eğer orda kimseyi bulamazsanız size izin verilinceye kadar içeri girmeyin. Bu sizin için daha iyidir..." (en-Nur, 24/27-28). Aynı şekilde erginlik çağına erişmemiş çocuklarla hizmetçilerin başkalarının odalarına girerken izin almaları yolunda eğitilmeleriyle bunların girmesinin ancak hangi vakitlerde olabileceği de belirtilmiştir:
"...Sizden henüz erginlik çağma erişmemiş çocuklar üç vakitte sizden izin istesinler. Sabah namazından önce, öğlenden sonra elbisenizi çıkarıp yatacağınız vakit ve yatsı namazından sonra. Bunlar, sizin üstünüzün açılabileceği üç vakittir. Bunun dışında ne size ne de onlara bir günah yoktur, " (en-Nur, 24/58).
İşte böylece İslam, gerek başkaları için gerek ev halkı için çiğnenmesi asla doğru olmayan özel bir dokunulmazlık koymuştur. İslam'da devletin temeli aile olduğundan, insanlar evlerinde yabancı kimselerin anî baskınlarına maruz bırakılmaz. Ancak ev sahiplerinden izin isteyip, onların müsaadesi alındıktan sonra girilebilir.
*** Müslümanın davranışları yumuşak ve yavaş olmalıdır. Bu muaşeret kuralı için Kur'an-ı Kerim'de tavsiye ve emir buyrulan açık ve anlaşılır şu ayet ne güzeldir: "İnsanları küçümseyip yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beğenip övünen kimseyi sevmez. Yürüyüşünde mutedil ol, sesini de kıs. Çünkü seslerin en çirkini eşeklerin sesidir. (Lokman, 31/18-19).
*** Müslüman doğru sözlü olmalıdır. Kur'an-ı Kerim, Müminlerin doğru ve dikkatli konuşmasını, söyleyecekleri sözü ölçülü ve bu sözün nereye varacağını düşünerek söylemelerini emretmekte ve onları salih amele yol açan güzel söz söylemeye yönlendirmektedir. Çünkü Allah, doğruların, doğru sözlülerin yardımcısıdır. Doğru sözlülerin hareketlerini hatadan korumayı, işlerini düzeltip yoluna koymayı kendilerine bir mükafat olarak vadetmiştir. Bu güzel davranışı yerine getiren müminin hatalarını Allah'u Teala'nın bağışlaması ne engin bir rahmettir. İnsanoğlunu da ancak Allah'ın bu bağış ve rahmeti kurtarabilir: "Ey inananlar, Allah'tan korkun ve doğru söz söyleyin ki Allah işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah'a ve Rasülüne itaat ederse büyük bir başarıya erişmiş olur. " (el-Ahzab, 33/71)
*** Müslüman israf etmemelidir. İsraf, herhangi bir şeyi gereğinden fazla kullanmak demektir. "...Yeyin, için fakat israf etmeyin, Allah israf edenleri sevmez." (el-A'raf, 7/31) buyurulmaktadır. Yine "...Allah, israfçı ve yalancı kişiyi hidayete erdirmez. " (el-Mü'min, 40/28) düsturu yer almaktadır. En'am Süresi 141. ayeti de yine bu hükmü beyan etmek-tedir: "..israf etmeyin, çünkü Allah israf edenleri sevmez."
    İnsan iyilik yaparken de israf yapmamalıdır, "..onlar infak ettikleri zaman bile israf etmezler." (el-Furkan, 25/67)
Ayrıca kusurları bağışlamak her işi güzel bir niyetle ve saf bir kalb ile yapmak, işlerinde doğruluktan ayrılmayıp dirayet ve akıl dairesi içinde yürütmek, büyüklerin dine uygun emirlerine itaat etmek, halkın itimadını ve güvenini kazanmak, her işte aşırı gitmemek, münasip kişilerle güzel bir surette görüşüp konuşmak, kendisine emanet edilen sırlara ve eşyaya hainlik etmemek, zulümden uzaklaşarak insafla hareket etmek, insanlara karşı mütevazî olmak, sözünde durarak ahdine vefa göstermek, ihtiyaç sahiplerine karşı cömertçe davranmak, insanlar hakkında daima iyi zan beslemek, lüzumsuz ve kalb kırıcı sözlerden sakınmak, her yaptığı işi hakkaniyet ölçüleri içinde yapmak, kızgınlık ve şiddetten sakınarak yumuşak huylu olmak, namusu, haysiyeti ve mukaddes değerleri korumak, daima hayır ve iyilik yolunu tutmak, dostluğa önem vermek, hakkına razı olmak, vaktini boşa geçirmeden çalışmak, korkaklığı terkederek yiğit ve cesur olmak, yapılan iyiliklere karşı teşekkür etmek, şehevî duygularına hakim olmak her türlü bela ve musîbetlere sabretmek, bir işte azim ve sebat sahibi olmak, günahlardan kaçınmak, herkesin mertebesini bilip hakkında ona göre muamele etmek, kanaat sahibi olmak, şaka ve nüktelerinde bile ahlak dışı olmamak, başkalarını kötülemekten kaçınmak, kendini yüksek görmemek, içi başka dışı başka olmamak, insanlığa ve inançlarına uygun olan her şeyi yapmak, bu işi yapmadan evvel o işin ehli ile istişare'de bulunmak, yaptığı iyilikleri başa kakmamak, ağır başlı ve vakur olmak, koğuculuk yapmamak gibi güzel meziyetler insanlar arasında saygınlık ve muhabbet doğurur. Bunlara riayet etmek İslam'ın ortaya koyduğu muaşeret adabındandır.

GÜLLERHÜRMETİNE
arkadaşımıza çok teşekkürler.
sevgiler selamlar




HASPINAR
arkadaşımızın duası

TAHRİM SURESİ 8




BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا تُوبُوا إِلَى اللَّهِ تَوْبَةً نَّصُوحًا عَسَى رَبُّكُمْ أَن يُكَفِّرَ عَنكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ وَيُدْخِلَكُمْ

جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ يَوْمَ لَا يُخْزِي اللَّهُ النَّبِيَّ وَالَّذِينَ آمَنُوا مَعَهُ نُورُهُمْ يَسْعَى بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَبِأَيْمَانِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَتْمِمْ لَنَا نُورَنَا وَاغْفِرْ لَنَا إِنَّكَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِير

Yâ eyyuhellezîne âmenû tûbû ilâllâhi tevbeten nasûhâ(nasûhan), asâ rabbukum en yukeffire ankum seyyiâtikum ve yudhilekum cennâtin tecrî min tahtihel enhâru, yevme lâ yuhzîllâhun nebiyye vellezîne âmenû meah(meahu), nûruhum yes'â beyne eydîhim ve bi eymânihim yekûlûne rabbenâ etmim lenâ nûrenâ vagfir lenâ, inneke alâ kulli şey'in kadîr(kadîrun).

Ey âmenû olanlar (Allah'a ulaşmayı dileyenler)! Allah'a Nasuh Tövbesi ile tövbe edin! Umulur ki Rabbiniz, sizin günahlarınızı örter ve sizi altından nehirler akan cennetlere koyar. O gün Allah, nebîleri ve O'nunla beraber olanları mahzun etmez. Onların nurları, önlerinde ve sağlarında koşar. “Rabbimiz, bizim nurumuzu tamamla ve bize mağfiret et (günahlarımızı sevaba çevir). Muhakkak ki Sen, herşeye kaadirsin.” derler.

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

1.
yâ eyyuhâ

: ey

2.

ellezîne âmenû

: âmenû olanlar

3.

tûbû

: tövbe edin

4.

ilâ allâhi

: Allah'a

5.

tevbeten nasûhan

: nasuh tövbesi
6.

asâ

: olur ki, umulur

7.

rabbu-kum


: Rabbiniz

8.

en yukeffire

: örtmesi (mastar)

9.

an-kum

: sizden

10.

seyyiâti-kum

: kötülükleriniz, günahlarınız

11.

ve yudhile-kum

: ve sizi dahil eder, koyar

12.

cennâtin

: cennetler

13.

tecrî

: akar

14.

min tahti-hâ

: onun altından

15.

el enhâru

: nehirler

16.

yevme

: o gün

17.

lâ yuhzî

: rüsva ve rezil etmez

18.

allâhu

: Allah

19.

nebiyye

: peygamber

20.

ve ellezîne âmenû

: ve âmenû olanlar

21.

mea-hu

: onunla beraber

22.

nûru-hum

: onların nurları

23.

yes'â

: koşar

24.

beyne eydî-him

: onların elleri arasında, önlerinde

25.

ve bi eymâni-him

: ve onların sağlarında

26.

yekûlûne

: derler

27.

rabbe-nâ

: Rabbimiz

28.

etmim

: tamamla

29.

lenâ

: bize

30.

nûre-nâ

: nurumuz

31.

ve igfir-lenâ

: ve bizi mağfiret et (günahlarımızı sevaba çevir)

32.

inne-ke

: muhakkak ki sen

33.

alâ kulli şey'in

: herşeye

34.

kadîrun

: kaadir, gücü yeten
HASPINAR
arkadaşımıza çok teşekkürler.
sevgiler,selamlar






NASİBİM
arkadaşımızın Duası

Canım arkadasım gülcan ın etkinliğne bu güzel yazıyı ve duamı yolluyorum

Yâ Rabbi seni güzel güzel zikretmekte, senin verdiğin nimetlere cân u gönülden, tatlı tatlı şükretmekte ve sana şöyle senin istediğin vech ile güzel ibadet etmekte bize yardım eyle, tevfîkini refîk eyle de, yapabilelim!.. Şeytana kanmadan, nefse aldanmadan, fânî hayatın aldatıcı lezzetlerine takılıp kalmadan, ahireti unutmadan, sana güzel kulluk etmeyi bizlere nasîb eyle yâ Rabbi!..



Allah (cc) da "Duânız olmazsa ne ehemmiyetiniz var!" (Furkan, 25/77) buyurmuyor mu? ve "Duâ edin kabul edeyim." (Mü'min, 40/60) diyen de bizzat Kendisi değil mi?

Kul erişemeyeceği ve iktidarıyla elde edemeyeceği her şeyini, mutlak iktidar sahibi olan Kadîr-i Mutlak'tan ister; işte bu isteğin adıdır duâ. O, helezonlar hâlinde kuldan Rabb'e yücelen tatlı bir nağmedir ta Arş'a kadar..."

Öncelikli okunacak duaların başında, Kur'ân'da zikredilen duaların olması gerekir

Zira insan dua ile merdiven merdiven Hakk'a yücelir. Ayrıca dua, Allah'ın gazabını ve öfkesini def edecek müessir bir ubûdiyettir. (Sonsuz Nur, 2/502)

Allah'tan Öncelikle Ne İstemeli

Çoklarımız dua ederken hakkımızda hayırlı mıdır, değil midir bilmeden bir şeyler isteriz. Hocaefendi'ye göre doğru olan, "hakkımızda hayırlı ise ver" demek ve Allah'tan rızâsı istikametindeki işlerde bizleri muvaffak kılması için dua etmektir. Ayrıca, ihlas ve yakîn isteme de katiyyen ihmal edilmemelidir. Hocaefendi, "Duada 'Yâ Rabb! Bunu ver, bunu ver" mi demelidir?" şeklinde sorulan bir soruya verdiği cevapta bu konuyu geniş bir şekilde ele almaktadır. (Fasıldan Fasıla, 1/54, 91)

Her Duaya Cevap Var, Ama...

Dua eden herkes, istediği şeyin kendisine hemen ve istediği gibi verilmesini ister. Fakat Allah Teâlâ, kullarına çok şefkat ve merhametli olduğu için, istedikleri şeyleri belki hemen ve istedikleri gibi vermez de, onlar için daha hayırlı bir zamanda ve daha hayırlı olacak bir şekilde verir. Bu bakımdan bize düşen şey, hakkımızda hayırlı olanı istemektir ve sadakatla O'nun kapısından ayrılmamaktır. ("Dua", Sızıntı, Nisan 2000; İnancın Gölgesinde, 1/163; Fasıldan Fasıla, 3/146; Sonsuz Nur, 2/502)

Duada İhlâs

Kul olarak ibadetlerimizi, riyadan uzak ve ihlasla yapmak mecburiyetindeyiz. Fakat maalesef bunu her zaman hakkıyla başaramayız. Dua da, riya, sum'a gibi duygulardan uzak, ihlas ve samimiyet içinde yapmamız gereken bir ibadet türüdür. Böyle yapılan dua, insanda meyelân-ı hayra kuvvet verir. İnsan, ilk zamanlar ihlâs ile duaya muvaffak olamasa bile, zorlamayla, zamanla bu noktayı yakalayabilir. (Prizma, 1/170)

Duada Israr

Kur'ân'a göre insan aceleci yaratılmıştır. Aynı şekilde dualarının kabulünde de acele ederek, dua ettiği şeyin hemen yerine gelmesini ister, istediği şey olmayınca da duadan vazgeçer. İşte bu noktada Hocaefendi, duada ısrar edilmesini, hattâ bazı şeyler için otuz-kırk sene bıkıp usanmadan dua edilmesini tavsiye eder: "O'nu anarken kendimize göre değil, O'nun büyüklüğüne, enginliğine göre anmak için kendimizi zorlamalıyız. Otuz sene, kırk sene demeden ısrarlı olmalıyız. Kendi darlığımızla değil, o tecellî-yi ilahîyi kendi enginliği içinde anlamalıyız." (Kırık Testi, s.44) Ayrıca, duaya riya, süm'a ve benzeri duygu ve düşünceler asla karışmamalıdır. (a.g.e., s: 164)

Rica ederim, biz O'nun kapısında sular gibi çağladık, Eyyub Nebi gibi ağladık da kapı açılmadı mı, yüzümüze bakılmadı mı? Gönlümüzden bir yanık kokusu yayıldı da "bu da nedir?" diye sorulmadı mı?" Ben İslâm dünyasında O'na ilticayı görmüyorum; ama, belki de ben göremiyorumdur; belki dertliler, yüreği çatlarcasına O'na el açanlar vardır da ben göremiyorum..." (Kırık Testi, s.279)

Aslolan Tazarrudur, Şekle Takılıp Kalmamalı

İslâm âlimleri duanın kabul şartlarını sayarken, genellikle, duanın kabul edileceğine inanarak dua etmek gerektiğini söylemişlerdir. Muhterem Gülen de bu konuda şöyle demektedir: "Duada esas olan onun kabulüne inanmak ve güvenmektir. Duada elleri açmak bir yana, insan asıl gönlünü açmalıdır." (Kırık Testi, s.28) "Bu arada, el kaldırma, kıbleye dönme, dilenciliğimizi ve üst elin üstünlüğünü hatırlamak içindir. Yoksa asıl olan içteki tazarrudur. Gel gör ki, bizler şekle takılıp kalmışız." (Fasıldan Fasıla, 1,79)

Dua ve Evrâd ü Ezkârda Paylaşım

Hocaefendi, Müslümanlar arasında çok yaygın olmayan bir hususun üzerinde duruyor ve tavsiyede bulunuyor:

Birbirini tanıyan, bilen insanlar değişik gruplar halinde dua okuyabilirler. Meselâ, Büyük Cevşen'i birkaç kişi paylaşıp okuyabilir. Paylaşıldıktan sonra artık her insanın kendisine ayrılan bölümü okuması onun için gerekli olur. Yani "Allah'ı anma, zikretme hususunda ben her gün şu kadar bir şey yapacağım." diyen insan, üzerine bir sorumluluk almış olur ve bu sorumluluğu yerine getirmesi artık zarurîdir. İsteyenler Büyük Cevşen dediğimiz hizbi baştan sona kadar kendi başlarına da okuyabilirler. Fakat, bir heyet halinde okuyunca, herkesin defter-i a'mâline o okumanın bütününden hâsıl olan sevap yazılır. Hakikî şahs-ı mânevî teşekkül edince herkes, bütünün okuduğu kadar okumuş olur..." (Kırık Testi, s.164)

Müslümanların Birbirlerine Dua Etmeleri

Hocaefendi, Müslümanların birbirlerine dua etmelerini tavsiye etmekte, kendisinin de her gün dua ettiğini söylemektedir. Ayrıca bunu söylerken, hem kendimiz, hem de onlar için ne istememiz gerektiğini de öğretmektedir. Değişik hususlarda olduğu gibi, söylediği şeyi önce kendi nefsinde yapmakta, daha sonra başkalarına da tavsiye etmektedir. (a.g.e., s.181)

Dua Âdâbı

Belki herkes kendine göre dua eder. Ama duada usûl, edep nedir çoğumuz bilmeyiz. Onun için hem Kur'ân, hem de hadîs-i şeriflerde bize nasıl dua edeceğimiz misalleriyle öğretilmiştir. Hocaefendi de, bazı yazılarında bu edebi talim etmektedir. Bu çerçevede, duaya başlar başlamaz hemen Allah'tan bir şeyler istemeye geçmemeli, önce Allah'ın bize verdiği nimetleri birer birer saymalı, ardından günahlarımızı itiraf edip, istiğfarda bulunmalı, kapısına geldiğimizi, başka gidilecek kapının olmadığın dile getirmeli... ve daha sonra isteyeceğimiz şeyleri istemeliyiz. ("Dua", Sızıntı, Nisan 2000; "Münacat Yerine", Sızıntı, Haziran 2001)

Duada Tevessül ve Dikkat Edilmesi Gereken Husus

İslâm âlimleri arasında bazıları tevessülü kabul etmez ve onun bir nevi şirk olduğunu söylerler. Hocaefendi, bu münasebetle sorulan bir soruya cevap verirken, tevessülün câiz olduğunu kabul etmekle birlikte, bu konuda dua ederken de çok dikkatli davranılması gerektiği hususuna parmak basar. Çünkü bu hususta ciddî hatalar yapılmaktadır. (Asrın Getirdiği Tereddütler, 4/16)



Duanın Belâları Geri Çevirmesi

Hakkında hüküm verilmiş ve gelmekte olan belâlar, duruma göre sadaka ve dua ile geri çevrilebilir. Bunlar, tabiî ki, Levh-i Mahfuz'a değil, Levh-ı Mahv ve İspat'a ait hükümlerdir. Biz, zamanın hakikatı olan bu "Levh"de yaşadığımız için, sadaka ve dualarla gelmekte olan belâlaları savabiliriz. (Prizma, 2/109)

Herkesin Günlük Evrad u Ezkârı Olmalı

"...Netice itibariyle, bir kere daha hatırlatmalıyım ki; mutlaka herkesin evrâd u ezkâra ayıracağı bir zamanı olmalı ve o, bu konuda hiçbir mazeret ileri sürmemelidir." (Fasıldan Fasıla, 3/25)
NASİBİM
arkadaşımıza çok teşekkürler,sevgiler,selamlar




PAPATYA68
arkadaşımızın Duası

Canım arkadaşım Gülcan ıma yolluyorum harika dua etkinliği için hep birlikte Amiiiin diyelim
bu duayıda HOBİDÜNYAM FORUM dan alıp ekledim çok güzel bir dua
bocek demiş ki:
Kanadı kırık bir kuş gibiyim.
Uçsam uçamıyor, göçsem göçemiyorum.
Yarım bırakılmış bir düş gibiyim.
Yardan da, serden de geçemiyorum.
Menzile erememe korkusu sardı benliğimi
Kolum kanadım kırık , gönlüm bin pare!
Ey kalpleri evirip çeviren, ey gönüller sahibi !
Yaraları saran , dağılanı toplayan Sensin !
Varlığım Senin varlığının şahidi
Varlığım Senin Rahmetinin şahidi!
ALLAH 'ım !
Yalnız Senden yardım diler yalnız Sana kulluk ederiz.
Seni sığınak, barınak, tutamak bilir Ya deriz.
Şeytandan SANA sığınır e'uzu billah deriz.
Her işe Seninle başlar bismillah deriz.
Nimet verdiğinde gönülden şükrederiz.
Versende aslanda elhamdülillah deriz.
Hayran kaldığımızda maş,
Pişman olduğumuz da estağfirullah deriz.
Sevindiğimizde ALLAHuekber,
Üzüldüğümüzde inna lillah deriz.
Canımız sıkıldığında fe-subhanallah ,
Zafer kazandığımızda nasrun minallah,
Rızık kazandığımızda er-rizku 'alallah deriz.
Bir işi arzu ettiğimizde inş,
Bir işi başardığımızda biiznillah deriz.
Güçlük karşısında la-havle ve-la kuvvete illa billah,
Söz verdiğimizde v' ve billah deriz.
ALLAH'ım !
Benliğimin yaktığı ateşte yakma beni!
Beni nefsime kul etme, kul et nefsimi Sana !
Bir lahza dahi bana bırakma beni!
Sen bana yetersin, yetmem ben bana .
Bilmediğimi bildir, görmediğimi göster!
Sen bildirmezsen bilemem, göremem göstermezsen
Gönlüme huzur,gözlerime nur, dizime derman ver!
Sen "OL" deyince olur, olmaz "OL" demezsen.
Canana can, cana canan , kalbe ferman ver!
Al işte ellerim , uzattım sana!
Ne olur, ne olur bırakma beni bana !
Sen bana yetersin , yetmem ben bana !
ALLAH'ım, ellerimi bırakma!
ALLAH 'ım !
Bırakma bizi
Tut elimizi!
amin...
PAPATYA68
arkadaşımıza çok teşekkürler,sevgiler,selamlar





MEKNUN
arkadaşımızın Duası


Allah'a Nasıl Dua Etmeliyiz?

Duâ,mutlaka kabul olunacak bir ibâdettir.Ancak duayı Peygamberimizin(sav) yaptığı ve bildirdiği şu şartlara uygun olarak yapmak lâzımdır:

Vücut,helal kazançla alınmış,helal gıdalarla beslenmelidir.
Abdestli olmalı,Kıbleye yönelmeli ve eller semâya açılmalıdır.
Duaya eûzü-besmele,Allah'a hamd ve Peygamberimize(sav) salât ve se­lâm ile başlanmalıdir.
Zulümler terkedilmeli ve tövbe edilmelidir.
Günahı gerektirecek isteklerde bulunmamalı ve acele edilmemelidir.Zîra,Hz. Muhammed (s.a.v.) şöyle müjdelemektedir:
"Yeryüzünde Allah'a duâ eden her bir mü'minin Allah (c.c) (ya duasini kabul ederek) ona istediğini verir.Ya da isteğine eş değerde olacak bir kötülüğü ondan giderir.Veyahut âhirette karşılığını bulur..."
Duâ eden,duasının ya­rarını ya hayatında,ya da âhirette muhakkak görür.
Duâ ihlasla ve ısrarla yapılmalıdır.Zira;Resûlüllah (s.a.v.) üçer defa duasını tekrar ederdi.
Diğer müslümanların aleyhine ve zararına isteklerde bulunulmamalıdır.Ailesine,çoluk-çocuğuna ve malına beddua etmemelidir.İslama aykırı isteklerde bulunulmamalıdır.
Duâ esnasında bağırıp-çağırmamalı ve zoraki edebî sanat gösterilerinde bulunulmamalıdır.Baş göğe dikilmemeli,
Allah'a yalvararak,O'ndan korkarak ve umarak duâ edilmelidir.Ölüden,tekkeden,türbeden,velîden değil bizzat Allah'tan istenmelidir.
Beş vakit farz namazın ardından yapılacak duâ ile gece yarısından sonra(seher vakti) yapılacak duâ müstecap olacak duaların başındadır.
Ezanla farz namaz için getirilen ikâmetler arasında yapılan dualar,makbul dualardır.
Namazda secdede iken yapılan dualar,makbul dualardır.
Cuma günü yapılan dualar,makbul dualardır.
Ramazan geceleri,Ramazan ve Kurban bayramları geceleri,Mîraç,Berât ve Kadîr geceleri de duaların daha çok makbul olduğu vakitlerdir.
Mazlumun bedduası,misafirin duası ve ana-babanın çocuğuna duası makbul dualardır.
Hastanın,oruçlunun iftar vaktindeki duası ve bir müslümanın diğer müslüman kardeşine gıyabında yaptığı dualar da makbul dualardır.
Kim musibet ve şiddet zamanında duasının kabul edilmesini severse,genişlik zamanında çok duâ etmelidir.
Peygamberlerden ve ashaptan nakledilen dualarla duâ edilmelidir.
Yukarıdaki şartlardan sonra yapacağı duanın mutlaka kabul olunacağı inancıyla can-ı gönülden,ihlasla duâ edilmelidir.Dalgın ve ne istediğini bilmeyen bir kalble duâ edilmemelidir.
Bir Hadîs-i şerîfte şöyle buyuruluyor:
“Gâfil olan kalb ile yapılan duâ makbûl değildir.”
Duaya başlarken olduğu gibi,bitirirken de Allah'a hamd ve resulüne salât ve selâm ile bitirilmelidir.
Duâ sonunda âmin diyerek eller yüze sürülmelidir.
Bu şekilde duâ edildiğinde Cenab-ı Hak,isteyenin,duâ edenin ve kendisine yalvaranın duasını kabul edeceğini Kur'an-i Kerim'de Bakara Suresi'nin 186.ayetinde açıkça beyan etmektedir:
"Şayet kullarım,sana benden sordularsa,gerçekten ben çok yakınımdır.Bana dua edince,duacının duasını kabul ederim.O halde onlar da benim davetime koşsunlar ve bana hakkıyla iman etsinler ki,doğru yola gidebilsinler."
Duâyı yalnız namazlardan sonra ve belli zamanlarda yapmamalı.Her fırsatta duâ etmelidir.Bilhassa şerefli vakitleri ve şerefli halleri kaçırmamalıdır.Huzuru kalb ile duâ etmeli,duâ ederken Allahü Teâlâ'ya sığınmalı yalnız ona güvenmelidir.
Yalvararak korku ve ümit ile duâ etmelidir.Allahü Teâlâ Kur’an-i Kerim'de, “Rabbinize gönülden ve gizlice yalvarın. Doğrusu O aşırı gidenleri sevmez. Allah’a korkarak ve umutla yalvarın. Doğrusu Allah’ın rahmeti iyilik edenlere yakındır” buyurur. (Araf 55-56)Ve Enbiya Suresi 90.ayette de;“Onlar , hayır işlerinde koşuşurlar, umarak ve korkarak bize yalvarırlardı.” buyurulmaktadır.
Duâ, uyanık kalb ile ve sessiz yapılmalıdır.Duâyı belli şeyleri ezberleyip, şiir okur gibi duâ etmek uygun değildir,mekrûhdur.Kalbim gâfil diyerek,duâyı terk etmemelidir.Kalbine geleni duâ etmek,ezberlediği duâyı okumakdan efdaldir.
Kul,kendisine en yakın olarak Allah'ı bulmalı ve hiç unutmamalıdır...
Duanın kabulü ve Allah'ın rızasını almak için,hayatımızı Islam'a göre düzenlemeli ve yaşamalıyız..
Rabbim dualarımızı kabul etsin.
MEKNUN
Arkadaşımıza çok teşekkürler,sevgiler,selamlar





GÜLAYCE
arkadaşımızın Duası

PEYGAMBERİMİZDEN DUALAR

"Ey Rabbim!Beni iyilik ettiği zaman sevinen,kötülük ettiği zaman pişman olanlardan eyle.
(İbni Mace "Edep" 57)
"Ey Allahımkötü ahlaklı olmaktan,kötü işler yapmaktan ve yanlış inaçlara sapmaktan sana sığınırım."
(Tirmizi "Dua" 126)
"Allahım bize dünyada ve ahirette güzel şeyler ver."
(Müslim"Zikir" 26)
"Allahım beni bağışla,bana merhamet et,rızanı kazanacak işler yaptır,bana afiyet ve hayırlı rızık ver."
(Müslim "Zikir" 35)
"Allahım! Acizlikten ,tembellikten,korkaklıktan,ihtiyarlıktan,kabir azabından,dirilerin ve ölülerin fitnesinden sana sığınırım."
(Müslim "Zikir" 50)

"Allahım! Senden hidayet.takva,iffet ve gönül zenğinliği isterim."
(Müslim"Zikir" 72)
"Allahım! Fayda vermeyen ilimden,ürpermeyen kalpten,doymayan nwfiaten.kabul olmayan duadan sana sığınırım."
(Müslim "Zikir" 73)
"Allahım beni doğru yola ilet ve o yolda başarılı kıl."
(Müslim "Zikir 78)

AMİN! AMİN! AMİN!....

Ben bu duaları İSLAMIN IŞIĞINDA "DUA "etkinliğine ev sahibeliği yapan arkadaşım http://gelibolu17.blogspot.com için yayınlıyorum arkadaşıma kolaylıklar diliyorum .

GÜLAYCE
arkadaşımıza çok teşekkürler,sevgiler,selamlar





HÜMEYRA
arkadaşımızın Duası

Beddua ve Salavat Zincirimiz:)

Hep güzel söz mü dua olacak? Al işte bu da bedduam sana:
"Çektirsin,
Allah sana çok çektirsin...
Öyle bol zikir çektirsin ki, elinde tesbihler eskisin.
Öyle kimselere çektirsin ki huyunu; salihlere, velilere, şehitlere benzeyesin.
Öyle ulvi şeylere hasret çektirsin ki, cümle hasretlerden vazgeçesin.
Sürüm sürüm sürünesin,
İnşallah kabenin eteğine sürünesin.
Peygamberimizin (sav) mihrabına yüz süresin...
Dilin tutulsun,
Gıybet dudaklarına darılsın... "(Amin)
---

Muhterem insan Betül yolladı bu duayı bu gece bana. Peşine de ekledi "Peygemberimiz için salavat dağıtır mısın?" diye. Bir sürü salavat hedefliyoruz yaklaşan Kutlu Doğum Haftası niyetine, 571bin salavat istemiş Betül. Peygamberimizin doğum tarihinin bin katı hedefimiz. Bizimle birlikte salavat getirmek isteyenlere, çekilecek salavat dağıtıyorum, 100, 200, 571... Kaç tane isterseniz lütfen bana haber verin, bu zincirin bir parçası da siz olun, adınızı yazayım buraya, blog sahibi olmanız gerekmez, takip ediyorsanız her hangi bir şekilde isterseniz yorum hanesine yazın, isterseniz cbox'tan not bırakın.

İlk isim ben olayım. Siftah benden bereket Allah'tan :)

Hümeyra ---> 571 Salavat
...
Bak buraya 3 nokta koydum, devamı gelecek diye :)

(Doğum günlerinde sevdiklerimize pasta yapıyoruz ya bu salavat zinciri de Peygamberimizin doğum günü pastası olsun, üzerine 571bin tane mum dikelim)

Yukarıdaki beddua da Gelibolu17'nin ev sahibeliğini yaptığı İslamın Işığında Dua Konulu Etkinliğimize gitsin.
HÜMEYRA
arkadaşıma çok teşekkürler,sevgiler selamlar





PAPATYA 68
arkadaşımızın Duası


etkinliği için canım arkadaşım Gülcan ıma yolluyorum etkinlik konusu harika aklına sağlık canım kardeşim Allah razı olsun

HAYIRLI CUMALAR


Ey bütün çiçeklerin,bütün bitkilerin,yerin göklerin,ve alemlerin rabbi...

Ben senin yaratığın tohumlardan cansz bir tohumdum bir zamanlar,

Sen bana can verdin.

Dualarm kabul ettin,beni bir çiçek yaptın.

Bana kendi dilediğin gibi bir şekil verdin,renklerle,desenlerle,süsledin

yüzümü,

Bana bir koku sürdün,koklayanı mest eden

Güzellerden bir güzel yaptn görenlere gösterdin,

Senin verdiğin cazibeyle kuşları böcekleri çağırdım kucağıma....

Dayanamadlar koştular...

Onlara senin rahmet çeşmelerinden şerbetler sundum,

Senin izninle

Birbirimize güldük,birbirimize sarıldık,el ele kucak kucağa sana

şükrettik,seni zikr ettik günler boyunca nice kuşlar nice böceklerle tanıştm

böylece...

Hepsiyle mutlu beraberliklerim oldu.

Nihayet  bir kulun gördü,

Yanımdan geçerken birgün...

 geçiyordu,beni fark etti,durdu,geri döndü,eğildi

Yüzüme baktı uzun uzun önce gözleriyle,sonra elleriyle okşadı kokladı

kokladı...

' ' Ne güzel yaratılmış! ' ' dedi sesizce.

işte o an niçin var olduumu anladm.

Melekler sardı etrafmı ansızın,

imrenerek seyrettiler olup biteni...

Görmediği Rabbine görmüş gibi inan bir insann yücelişini gördüler.

Ve her şeyi en ince ayrntısıyla kaydettiler...

Çekilen resimlerde ben de vardm...

Ey dualar cevap veren Rabbim,

Ben cansz bir tohumdum...

Dualarm kabul ettin güzel bir çiçek oldum.

Senin kudretinle canlandm,

Senin sanatınla süslendim,

Senin lütfunla güldüm...

Şimdi bir duam daha kaldı mahşere sakladm;

' ' BENİ GÖREN GÖZLERİ ATEŞTE YAKMA,YA RABB ! ' '

PAPATYA 68
Arkadaşımıza çok teşekkürler.
sevgiler,selamlar






ARZU
arkadaşımızın Duası


S.A.
Uzun bir aradan sonra tekrar selam sana blog alemi :))
Sevgili minenin blogunu ziyaret edince "İSLAM'IN IŞIĞINDA" isimli bir etkinlik gözüme çarptı ve çok hoşuma gitti , katılmak istedim. Anladığım kadarıyla ister kendi yaptığınız istersenizde peygamberlerimizin yaptığı dualarla bu etkinliğe katılıyorsunuz. Etkinliğin fikir sahibi gelibolu17 kendisinden Allah razı olsun. Kutlu Doğum Haftası arefesinde çok güzel bir iş çıkarmış.
Bu etkinliğe bende Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) bir duasıyla katılmak istiyorum. Bu duanın yeri bende çok ayrıdır. Sıkıntılı bir zamanında dua kitabını rastgele açtığımda karşıma çıkmış halime dua olmuştu :)


selam ve dua ile

" Ey Allah'ım kalbimi ikiyüzlülükten , amelimi gösterişten ve gözümü hainlikten arındır. Sen gözlerin hainliğini ve kalplerin gizlediğini elbette bilirsin. Allah'a hamd ile (O'nu noksan sıfatlardan) arındırırım.


Ey Allah'ım günahlarımı affet, rızkımı bollaştır, huyumu güzelleştir, verdiğin rızıkla beni kanaatkar, kazancımı da pak eyle. Beni; bana nasip etmediğin birşeyin peşine düşürme. Sen benden hoşnut olmadıkça da beni dünyadan alma. Ey merhametlilerin en merhametlisi : bana Rahmetinle muamele et.


Allah'ım ömrümün sonunu onun en hayırlısı eyle. en son işlerim Amellerimin en hayırlıları ; Sana ulaşacağım gün de en hayırlı günüm olsun.


Ey dehşete düşenlerin en yakını , Ey yalnızların candostu, Ey ümitsizlerin yardımcısı, Ey yoksulların varı , Ey zayıfların gücü , Ey fakirlerin hazinesi , Ey gariplerin şikayet kapısı , Ey büyüklüğünde tek olan , Ey bağışlamaları ile tanınan , Ey fazlı ve keremiyle bol bol veren
Allah 'ım , Muhammed ve yakınları hürmetine , sıkıntılı zamanımda yardımıma yetiş. (amin)
ARZU
arkadaşımıza çok teşekkürler.sevgiler,selamlar







FİLİZ
arkadaşımızın Duası

Dur bir dakika! Her halini bilen var! Gönlüne, gözüne,sözüne inşirah veren bir Dost var! Bunalma! Daralma! O’na dayan! Huzurlan!

"Senden başka ilâh yoktur. Seni tesbih ederim. Şüphesiz ki, ben zâlimlerden oldum."

"Allah ki, Ondan başka ilâh yoktur; dâima diri, (yarattıklarını) koruyup yöneten ve hayatlarını devam ettirendir. Ona ne uyuklama arız olur ne de uyku. Göklerde ne varsa, yerde ne varsa hepsi Onundur. İzni olmadan kim Onun katında şefaatte bulunabilir? Önlerinde ne varsa, arkalannda ne varsa, hepsini bilmektedir. Onun ilminden, kendisinin dilediği miktarın dışında birşey kavrayamazlar. Onun kürsüsü gökleri ve yeri kaplamıştır. (Gökleri ve yeri) koruyup gözetmek Ona ağır gelmez. O yücedir, azamet sahibidir."

"De ki: "Allahım, (ey) Mülkün Sahibi, dilediğine mülkü verirsin, dilediğinden mülkü çeker alırsın; dilediğini aziz, dilediğini de zelil edersin. Hayır Senin elindedir. Şüphesiz ki Sen, her şeye kadirsin."

"O, öyle Allah'tır ki Ondan başka ilâh yoktur. Görülmeyeni ve görüleni bilendir. 0, Rahman, Rahîmdir. *
O, öyle Allah'tır ki Ondan başka ilâh yoktur. Melik (her şeyin hükümdarı), Kuddûs (her şeyi tertemiz yapan, her türlü kiri gideren ve kendisi her türlü lekeden münezzeh), Selâm (esenlik veren), Mü'min (emniyete erdiren), Müheymin (her şeyi gözetip koruyan), Azîz (üstün, galip), Cebbar (kullarını iradesi istikametine yönelten), Mütekebbir (yegâne büyüklük ve azamet sahibi) dir. Allah, kendisine şirk koşup durduklarından ve şirk koşmalarından münezzehtir. * O (her şeyi) yaratan, mahlûkuna belli mertebelerden ve süzgeçlerden geçirerek varlık, ahenk ve en güzel şekli verendir. Onundur en güzel isimler. Göklerde ve yerde ne varsa, Onu tesbih eder. O, Aziz'dir, Hakîm'dir."

"Elif, Lâm, Mîm. Allah ki, Ondan başka ilâh yoktur. O Hayy ve Kayyûm'dur."

"İlâhınız bir tek ilâhtır. Ondan başka ilâh yoktur. O, Rahmân'dır, Rahîm'dir."

Allah ki, Ondan başka ilâh yoktur. Birdir, Sameddir, doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. Hiçbir şey Onun dengi olmamıştır.

Yâ Allah, yâ Hû, yâ Rahman, yâ Rahîm, yâ Hayy, yâ Kayyûm, yâ Ze'l Celâli ve'l İkram.

Allahım, şüphesiz, Senin Allah olduğuna, Senden başka ilâh olmadığına, bir ve Samed olduğuna, doğurmadığına, doğurulmadığına, denginin olmadığına şehâdet ederim.

Allahım, muhakkak ki hamd Sana mahsustur. Mennân (bol bol veren), semâvât ve arzı eşsiz, örneksiz yaratan (Allahım), Senden başka ilâh yoktur. Sen Celâl ve İkram sahibisin. Yâ Hayy, ya Kayyûm.

Allahım, hamd Sana mahsustur. Senden başka ilâh yoktur. Sen birsin, ortağın yoktur. Sen Mennân (bol bol veren), semâvât ve arzı eşsiz-ör-neksiz yaratan, Celâl ve ikram sahibisin).

Yâ Hannân, Yâ Mennân, ey semâvât ve arzı eşsiz örneksiz yaratan, ey celâl ve ikram sahibi (Allahım), Senden Cennet'i istiyor ve Cehennem'den Sana sığınıyorum.

Allahım, bütün işlerimizde akıbetimizi güzel yap, dünyada rezil-rüsvay olmaktan ve ahiret azabından bizi koru
FİLİZ
arkadaşımıza çok teşekkürler.
sevgiler,selamlar







CAHİDE
arkadaşımızın Duası


بسم الله الرحمن الرحيم

Çoğumuzun, arkadaşlarımızı kırmamak için kabul ettiğimiz ve zoraki cevapladığımız “mim”lerden sonra, sevgili GELİBOLU17 ve Humeyra arkadaşlarımızın başlattığı “İSLAM’IN IŞIĞINDA” adlı bu hayırlı etkinliği görünce çok sevindim. Etkinliğimiz ve Cumamız mübârek olsun diyor, Râbbimizin mübarek kelâmlarını bizimle paylaşan canım ortağım Cahidemin yazısıyla sizleri başbaşa bırakıyorum.

MÜ’MİN OLABİLMEK
Evet artık iyice inanmaya başladım.Yalancı diye yazılacağız en sonunda .Söylemlerimiz ve eylemlerimiz uyuşmuyor bir türlü.İnancımız dilimizden öteye geçmiyor,yüreğimize inmiyor,tavır ve davranışlarımızda kendini göstermiyor.Kimlik müslümanı diye söylenilen bizde vuku mu buluyor Allah’ım?

“Onlara yapmakta olduğunuz ve yapıp arkada bıraktığınız işlerde Allah’tan korkun;umulur ki size merhamet olunur denildiğinde(aldırmazlar)” (Yasin:45)
Aldırmayan,duyarsız hallerimizle bütünleştik adeta.Nice sıkıntılarla bizler için indirilen şu yüce kitabı hiç sahiplenmez,umursamaz olduk.


“Sonra bunun arkasından kalpleriniz katılaştı, artık onlar taş gibi, hatta ondan da katı! Çünkü öyle taş var ki içinden ırmaklar fışkırır. Öylesi var ki çatlar da bağrından su kaynar. Ve öylesi var ki Allah’a olan tazimi sebebiyle yukarıdan düşüp parçalanır.” (Bakara, 2/74)

Katılaşmış kalplerimizin farkında değiliz,Rabbimizin buyruklarını arkaya atar olduk.Bizler O’na kul olmanın ne denli şerefli olduğunu farkedemiyoruz.Sünnetlere bile çok hassas davranmamız gerekirken,Ayetleri bile duymazdan geliyoruz.Donmuş beyinlerle dolaşıyoruz.Namaz ayetleri,örtünme ayetleri,sanki bize inmemiş gibi rahatız.Ve bir o kadarda rahat söylüyoruz bunları yapmadığımızı.

“Şayet biz bu Kur’an’ı bir dağın üzerine indirmiş olsaydık, onu Allah korkusundan titremiş ve paramparça olmuş görürdün. İşte bu misalleri insanlar düşünsünler diye veriyoruz.” (Haşr, 59/21)

Düşünme yetisi insanı hayvandan ayıran büyük bir nimet ve eşsiz bir özelliktir.Bizim için inen ve eşsiz bir hazine olan kitabımızı her daim yükseklerde tutmalı ve emirlerini hayatımıza nakşetmeliyiz.Bizi kendisine kulluk edelim diye yaradan Rabbimiz bizi başıboş bırakmıyacaktır elbet.Yaptığımız her işin bir karşılığı mutlaka olacaktır.Namaz kılmayan bir insanın yaptığı iyiliklerin Allah katında bir değeri yoktur.Çünkü Allah evvela kendisine kulluk yapılmasını ister.Bu yüzdendir ki kulluk olmadan kalplerimizde temiz olamaz.

“Sizi sadece boş yere yarattığımızı ve sizin hakikaten huzurumuza geri getirilmeyeceğinizi mi sandınız?” (Mü’minûn, 23/115)

“Ben insanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.” (Zariyat sûresi, ayet:56).
Dosdoğru bir kul,gerçek bir mü’min olabilmemiz duasıyla hayrlı cumalar…
CAHİDE
arkadaşımıza çok teşekkürler.
sevgiler,selamlar





HÜMEYRA
arkadaşımızın Duası

Dualara özgürlük

Seviyor...
Sevmiyor...
Seviyor...
Sevmiyor...
Seviyor...
Sevmiyor...
Seviyor...........mu acaba?

Ne yapıyor bu kız? Ne yapıyorum di mi? Papatya falı mı bakıyorum? Sırası mı şimdi?

Fal değil bu yaptığım, iç çekişmesi. Kendi içimde kendimle konuşuyorum. Bir türlü karar veremiyorum, öyle mi böyle mi? İçimde sürekli böyle bir düşünceyle yaşıyorum. Acaba Allah beni seviyor mu, sevmiyor mu? Sevmesi için ne yapıyorum? Sevmediği neler yapıyorum? Sevmediklerini yapmaya niye devam ediyorum? Ben seviyor muyum peki? Sevmiyor muyum? Seviyorsam niye Allah'ın sevmediklerini de yapıyorum. Seven insan böyle mi yapar? O beni seviyor mu? Seviyor mudur acaba? Utanıyorum bazen. "Ne verdin ki ne istiyorsun?" diyorum kendime. Utanıp vazgeçiyorum birşey istemeye. Yüzüm olmuyor bazen.

Sonra birden hatırlıyorum, o çok büyük. Benim gibi değil ki. İsmi "Vedud", seven, çok şefkatli, muhabbetli, sevmeye sevilmeye en layık olan, hatta sevgiyi yaratan, bütün yarattıklarının hayrını isteyen, bizlere ihsan eden...

وَاسْتَغْفِرُواْ رَبَّكُمْ ثُمَّ تُوبُواْ إِلَيْهِ إِنَّ رَبِّي رَحِيمٌ وَدُودٌ

"Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O'na tevbe edin. Muhakkak ki Rabbim çok merhametlidir, (müminleri) çok sever." (Hud 90 - Diyanet Vakfı Meali)

وَهُوَ الْغَفُورُ الْوَدُودُ

"O, çok bağışlayan ve çok sevendir." (Buruc 14 - Diyanet Vakfı Meali)

Böyle iken beni de boş çevirmez diyorum. Sesimi duyar diyorum. Peki ya sesimi nasıl duyuracağım? Elbette dua ile.

Dua; bir çağrı, bir yakarış ve küçükten büyüğe, aşağıdan yukarıya, arzdan, arzlılardan semalar ötesine bir yöneliş, bir talep, bir niyaz ve bir iç dökmedir. (Vikipedia) Öyle diyor sözlükler.

Peki ya müslüman isteyeceği şeyi kimden ister, kime talep eder, kime yalvarır, kime yönelir başı sıkışınca, kime içini döker? Tabi ya, bildiniz. Elbette Yaratandan ister, Allah'a yalvarır, Allah'a yönelir. Böyle olmalı. Bizi bize veren, varlığımızı yaratan O. Elbette bizi en iyi anlayan da O olacaktır.

...وَقَالَ رَبُّكُمُ ادْعُونِي أَسْتَجِبْ لَكُم

"Rabbiniz (şöyle) buyurdu: «Bana düâ edin. Size icabet (ve duanızı kabul) edeyim." (Mü'min 60 - Hasan Basri Çantay Meali)

Bu ayeti de bilince salıveriyorum duaları... Ne bulursam istiyorum. Maddi, manevi herşeyi O'ndan istiyorum. Tabi yanlış bir şey istemeyeyim diye ucuna, başına, bir yerine "hayırlısıyla" diye ilave ediyorum. Tam ben böyle isteklerimi sıralarken biri müdahale ediveriyor. "Bunun için de mi dua edeceksin?" diye. Etmeyeyim mi? Herşeyin sahibi O, ondan değil de kimden isteyeyim?

Bir arkadaşım şöyle anlatmıştı: "Babamdan kaç gün ayakkabı bağcığı almasını istedim, her gün unuttu. Sonra bu ayete rastladım bir yerde, bağcığı Allah'tan istedim. Babam o akşam hatırlayıp getirdi bağcığımı."

Herşeye bir vesile kılsa da asıl veren Allah, bir ayakkabı bağcığını bile ondan istemek gerekirken biz kalkmış insanlara yalvarıyoruz. Birileri dileklerimizi yerine getirsin diye bin türlü takla atıyoruz. Halbuki veren Allah, alan Allah. Kimden neyi isteyeceğimizi bilmiyoruz. Allah bunu unutturmasın, herşeyin sahibi olduğunu hatırlarsak herşeyi de ondan isteriz.

Dua tadında bir hadisle yazımı bitireyim, inşallah kabul olur:

"Allah'ım! Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım işlerin şerrinden sana sığınırım." (Hadis-i Şerif)

Bitirken bir de kardeşimin dolabına astığı duayı edeyim de öyle son bulsun yazım:
"Allah'ım, gönlümde olanı hakkımda hayırlı kıl.
Hakkımda hayırlı olana da gönlümü razı eyle"

AMİN

Not: Bu yazıyı benim gibi dua etmeye yüzü olmadığını hissedenlere yazdım. Bırakın dualarınızı, salıverin kalbinizden, Allah büyük, kabul eder.

Bu yazı -İslamın Işığında- etkinliği için Gelibolu17 arkadaşıma gitsin.
HÜMEYRA
arkadaşıma çok teşekkür ediyorum...
sevgiler,selamlar


HAYAT CEMRESİ
arkadaşımızın Duası
PEYGAMBERLERİN(A.S) DİLİNDEN DUALAR


Rabbimin adıyla…
GELİBOLU17 ve Humeyra arkadaşlarımın başlattığı ve GELİBOLU17 arkadaşımızı ev sahipliğini yaptığı “İSLAM’IN IŞIĞINDA”
isimli etkinliğin dua konulu bölümüne ben de küçük bir katkıda bulunmak istedim,Rabbim bizlere razı olacağı, makbul dualar yapmayı nasip etsin(amin).
Rahman ve Rahim olan Rabbimiz Kur’an’ında kullarına nasıl dua edeceklerini de öğretmiş,bunlardan bazıları çok sevgili Peygamberlerinin duaları,bu ayetleri tam olarak arapça orjinal haliyle ezberlersek namazda da okuyabiliriz,hem kıraati yerine getirmiş oluruz hem de namazda dua etmiş oluruz.Duada namaz çok önemli,duamızı farz namazlardan sonra yapmak en güzel ve makbul olan dualardan…
Hz.Nuh(a.s)’ın duası:
Dedi ki: “Rabbim,hakkında kesin bilgim olmayan şeyi Senden istemekten Sana sığınırım. Ve eğer beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen, hüsrana uğrayanlardan olurum.” (Hud Suresi, 47.ayet)
Hz.İbrahim’in duası:
” Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni, anne-babamı ve mü’minleri bağışla.” (İbrahim Suresi,41.ayet)
“Ya Rabbi! bana hikmet ver ve beni salihler arasına dahil eyle” (Şuara Suresi,83.ayet)
“Ya Rabbi! salih evlatlar lütfet bana” (Saffat Suresi,100.ayet)
“Ey Yüce Rabbimiz! bizi kafirlere deneme konusu kılma,affet bizi.Çünkü sen Aziz ve Hakimsin;mutlak galib,tam hüküm ve hikmet sahibisin.”(Mumtehine suresi,5. ayet)
Hz.Yusuf(a.s)’ın duası:
“Ey gökleri ve yeri yaratan! Dünyada da,ahirette de Mevlam,yardımcım Sensin.Müslüman olarak canımı al ve beni salihler(iyi insanlar)zümresine dahil eyle.”(Yusuf Suresi,101. ayet)
Hz.Muhammed(s.a.v)’in duası:
“Ya Rabbi!
”Ya Rabbî, gireceğim yere dürüst olarak girmemi, çıkacağım yerden de dürüst olarak çıkmamı nasib et ve Kendi katından beni destekleyecek kuvvetli bir delil ver bana!”(İsra Suresi,80. Ayet)
Yazımın sonunda da hediyemi sizlerle paylaşma istiyorum.
Hediyeme google’dan da aşağıdaki adresi yazarak ulaşabilirsiniz:
http://hayatrehberi.sosyaldoku.com/bos-isler/

HAYAT CEMRESİ
arkadaşımıza bize verdiği destek için çok teşekkür ediyoruz.
selamlar sevgiler

İSTANBUL SEVDAM
Arkadaşımızın Duası
ALLAH SEVGİSİ'Nİ İSTEME DUASI....
"Allah'tan başka ilah yok.Ancak Alim ve Hakiim O'dur.O'ndan başka ilah yoktur,ancak arşı aziimin sahibi
O'dur.Ey Hay ve Kayyum olan,rahmetinle bizi yarlığa"
ARAPÇASI...
"Allahümme inni eselüke hubbeke ve hubbe men yuhibbuke vel'amelellezi yübelliğunii hubbeke.
Allahümmecal hubbeke ehabbe ileyye min nefsi ve ehli ve mali ve minelmaailbaridi.

İSTANBUL SEVDAM
Arkadaşıma çok teşekkür ediyorum,
selamlarımı gönderiyorum...




"Dua müminin silahıdır"

"Duanız olmasa ne öneminiz var"

Her nefes alış verişimizde bir arayış içindeyiz.bir çağrı halindeyiz,
havayı ciğerlerimize çekişimizde onu dışarıya çıkarmamızda birer çağrıdır.
bunlar hayatı devam ettirme yolundaki zorunlu çağrılarımızdır.
çağrının;inanç irade ve dil iş birliği sonucunda ortaya çıkanınada dua diyoruz.
Dua Allah ile kul arasında bir iletişim kurma yöntemidir.
bu iletişimi vahiy yolu ile sağlayan Kur'an 'da dua olgusuna oldukça vurgu yapar.
Hz. Peygamber (s.a.s)hayatında dua önemli bir yer işgal eder.
Kur'an pek çok dua örneğini dikkatimize sunar ve Allah'a dua ile yönelmemizi ister.
Bu bakımdan Hz.Peygamber dua etmeyi adeta hayat tarzı haline getirmişti.Kur'an ve sünnette yer alan bu dualar kulluk yolunda kat edilecek mesafelerin işaret levhaları durumundadır.
Dua insana has bir yöneliştir.
inancın ve dindarlığın göstergesidir.
Rabbimiz'in"Bana dua edin,duanıza cevap vereyim"
(Mümin,23/60)buyruğu bu ümidi besleyen ana kaynaktır...

"Şöyle anlatıyor Kainatın Efendisi (sav):
"Allah'ın kullarından biri:
"Ya rabbi Sultanlığının azametine,Zatının celaline layıkolan hamd sana mahsustur"
dedi.
İki Melek bu sözün sevabını yazmakta öylesine müşkül duruma düştülerki,ne yapacaklarını bilemediler.
Bunun üzerine Allah'ın huzuruna çıkarak:"Ey bizim Rabbimiz,bir kul öyle bir şey söylediki,onu nasıl değerlendireceğimizi bilemiyoruz" dediler.
Kulunun ne dediğini en iyi bilen Allah (cc):
"Kulum ne dedi?" buyurdu.Melekler cevaben:
"Sultanlığının azametine,Zatının celaline layıkolan hamd sana mahsustur"
dedi,dediler.
Allah (cc) buna karşılık Meleklere:"Kulumun söylediği gibi aynı yazınız.
Benim huzuruma geldiğinde onun mükafatını ben vereceğim,buyurdu"
(Sünen-i İbni Mace,sh 36)


-İslam'ın Işığında-

"Onlar ki; inanmışlardır ve kalpleri Allah'ı anmakla huzura kavuşmuştur. Dikkat edin; gerçekten kalpler, ancak Allah'ı anmakla huzura kavuşur." (Rad 28 - İbni Kesir Meali)

humeyraninyeri.blogspot.com

gelibolu17.blogspot.com

tarafından hazırlanmış olan "İSLAM'IN IŞIĞINDA"
isimli etkinliğimize vereceğiniz destekler için şimdiden çok teşekkürler.
Biz düşündük ki,hepimiz sayfalarımızda önceden belirlediğimiz bir konu hakkında yazılar yazıp yayınlarsak, hem hep birlikte yeni ayetler, hadisler, dualar öğreniriz,
hem de belirlenmiş olan konu hakkında bilgilerimiz tazelenir.

8 NİSAN-22 NİSAN
tarihleri arasında

gelibolu17.blogspot.com

ben ev sahibeliği yapacağım..

Gayret bizden yardım Allah'tan...

19 yorum:

Adsız dedi ki...

Sevgili kardeşim,etkinliğinize
http://hayatcemresi.wordpress.com/2010/04/08/peygamberlerina-s-dilinden-dualar/
adresimdeki yazı ile katılmak istiyorum.
sevgilerimle...

humeyra dedi ki...

Nihayet gecenin sessizliğinde kafamı toplayıp yazabildim yazımı.

http://humeyraninyeri.blogspot.com/2010/04/dualara-ozgurluk.html

Uğrayıp alabilirsin :)

narinmutfagi82.blogcu.com dedi ki...

canim hayirli olsun insallah
en kisa zamanda katilacagim
öpüyorum seni

Adsız dedi ki...

Sevgili Gülcan,
Hz.Muhammed(s.a.v)'in duasında
"Ya Rabbi!kelimelerini iki defa yazmışım,birisini silip düzeltirmisin,yeniden sayfama bakabilirsin,hayırlı cumalar...

BİR Çay İÇİP KALKACAKTIK:) dedi ki...

çok güzel bir etkinlik.....allah razı olsun. hayırlı cumalar inşallah.

BİR Çay İÇİP KALKACAKTIK:) dedi ki...

http://filizhane.blogspot.com/2010/04/garip-geldik-dunyaya.html


alabilirsin.allah razı olsun.

arzu dedi ki...

s.a.
Allah razı olsun çok güzel bir etkinlik başlatmışsınız.
nacizane kabul ederseniz katılım linkim aşağıdadır.

http://arseldi.blogspot.com/2010/04/islam-in-isiginda.html

selam ve dua ile

Unknown dedi ki...

canım arkadaşım etkinlik konusunun güzelliği için Allah razı olsun çok güzel bende bir dua hazırladım alabilirsin devamı daha sonra inşaallah hayırlı bereketli cumalar öptüüüm:)

Unknown dedi ki...

Gülcanım duaların her biri ötekinden güzel maşaallah bütün katılımcı arkadaşlardan Allah razı olsun hepsini okudum amiiiin dedim yaptığın işin güzelliğinden dolayı Rabbim razı olsun

Cahide dedi ki...

Hayırlı vakitler canım,sayfanı yeni inceleme imkanım oldu.Etkinlik çok güzel ama ,yn tarafta içki içen kedi ilgimi çekti.
Çok sevdiğim bir hayvan ve iğrenç bir içecek biraraya gelmiş:(
Bu nasıl olur?
Allah rızası için o resmi kaldırırmısın?
Bu etkinliğin yapıldığı sayfanın tertemiz olması lazım.Hem yazımda da dedim ya "söylemlerimiz ve eylemlerimiz farklı oluyor" diye.
Birde kuranı kerim resminin üzerine yürüyen kız reklamını koymuşsun.Sanki üstünde yürüyor gibi.Onun en üstte olması gerekmez mi?
Birbirimizi uyarmazsak doğruya ulaşamayız.Ve gerçek bir mümin olamayız.
Uyarılarımı dikkate alacağını düşünüyorum.
Muhabbetle kal arkadaşım...

humeyra dedi ki...

http://humeyraninyeri.blogspot.com/2010/04/beddua-ve-salavat-zincirimiz.html

Bu da etkinliğimize gelsin. Etkinlik fetret devrine girmiş, ee madem etkinlik başlattık fetretten çıkarmak da bana düşer di mi :)

humeyra dedi ki...

Canım,
Nasılsın? Sen de katıldığın için zincire sağol. Seni kıskandım. Bakarsın ben de 1000e tamamlarım :)

Adsız dedi ki...

Sevgili Gülcan,
ben bu iltifatlara layık değilim,inşaallah gördüğün gibiyimdir,Rabbimin günahkar bir kuluyum,ama günahı kar bilen bir kulu olmama gayretindeyim.
Aynur kardeşiminde tamamen iyi niyetli olduğuna inanıyorum,hepimizin yanlış bildikleri var Rabbim beni de ,Aynur kardeşimizi de cümlemizi de salih kullarından eylesin,günahlarımızı bağışlasın,anlaşmazlıklarımız olsa da hepimize kardeş olma bilincini nasip etsin.Aynur kardeşimi de,seni de bütün kardeşlerimi de Allah için çok seviyorum.

Bir suç varsa bunu önce nefsimizde aramalıyız,Yüce Kitabımızı hem orjinal haliyle,hem de mealinden okumalıyız,ama yaşar nuri’nin ve benzerlerinin meallerinden değil,
Elmalılı’nın,Ali Fikri Yavuz’un Hacca gidenlere Suud hükümetinin verdiği,hazırlayanları:Ali Özek,Hayreddin Karaman,Ali Turgut,Mustafa Çağrıcı,İbrahim Kafi Dönmez ve Sadreddin Gümüş’ün bulunduğu mealli Kur’an-ı Kerim’i okuyabiliriz.
İlmihal bilgilerini özellikle kadınlar, kadınlara özel hallerle ilgili islami hükümleri mutlaka bilmeli.Çünkü bu bilgileri öğrenmek üzerimize farz.
Sahih hadis kaynaklarından hadis okuyabiliriz mesela Riyazüssalihin hadisleri.

Tefsir okuyabiliriz,Elmalılı,İbni Kesir,Said Havva,Mevdudi gibi alimlerin tefsirlerini okuyabiliriz.Namaza çok ihtimam gösterip hiç aksatmamalıyız biz namaza dikkat edersek Rabbim bizleri kötülüklerden alıkoyacağını vadediyor.
Hediye olarak verdiğim sohbetleri kaçırmamanı öneririm,istersen şu adresten sen de seçip dinleyebilirsin,kitap okuyamasak bile hergün bir sohbet dinlesek(biz öyle yapıyoruz)çok çok faydasını görürüz.
Sohbetlerin linkini veriyorum:
http://hayatrehberi.sosyaldoku.com/kategori/pazar-dersleri/

Bahsettiğin salavat zincirleri konusu da dine sonradan sokulmuştur,İmam-ı Gazalinin İhya’sında cuma günleri belli sayıda salavat getirmeye dair hadisler okumuştum ama ne hadisleri ne de kaynakları aklımda kaldı.Hadis zinciri diye bir şeye bu güne kadar okuduğum kaynaklarda rastlamadım,bilmiyorum.

Ama şunu biliyorum salavat getirmek,ne kadar çok getirebilirsen o kadar çok sevap ve cuma günleri okumak çok daha faziletli. Salavatın en güzeli de namazlarda okuduğumuz salli barik dualarıdır.Birde dua ederken dualarımızı iki salavatın arasına koyarsak çok daha makbul bir dua olur bildiklerim,hatırladıklarım bunlar,Rabbim hepimize Razı olacağı bir hayat yaşamayı nasip etsin(amin)sevgilerimle,Rabbime emanet ol.

Kırmızı Papatya dedi ki...

Selamun Aleykum..

http://meknun.blogspot.com/2010/04/allaha-nasl-dua-etmeliyiz.html

bu yazi ile etkinliginize katilmak istiyorum.bloguma ugrayip alabilirsiniz.simdiden tesekkurler.
boyle guzel etkinliklerin daim olmasini diliyorum..dua ile..

Unknown dedi ki...

Üşütmüşüm biraz.İnşallah tamamını okurum yazılarızın.A.E.O.

nerimaninmutfagi dedi ki...

selamün aleyküm arkadaşım ben rahatsız olduğum için fazla araşdıramadım dua için içimden geldiğğince ettim kabul edersen sevinirim pek anlamadımda galiba dua etkinliği kocaman sevgiler

Kırmızı Papatya dedi ki...

bu duayi butun kardeslerle paylasmayi cok isterim,selamlar..

http://meknun.blogspot.com/2010/04/allahm-sana-laykyla-kul-olmay-ogret.html

Kırmızı Papatya dedi ki...

Sevgili Gelibolu17..
Bugün bir dua daha yayınladım.
Eğer kabul edersen bunu da paylaşmak istiyorum..
Allah'ın Rahmeti,bereketi ve mağfireti üzerimize olsun
Selamlar..
http://meknun.blogspot.com/2010/04/hzmuhammedin-sav-dilinden-bir-dua.html

Adsız dedi ki...

blgn hayırlı cumalar tüm dualarımız kabul olsun bende dua ettim gönlümdekine kavuşmak dileğim ile

Gelibolu'm