Kimbilir hangi minik eller dikmişti bu ağaçların fidanlarını okulun bahçesine,,,kimbilir kaç tane kuşa ev sahipliği yapmıştı bu ağaçlar,kimbilir kaç öğrenci,çocuk altında oynayıp gölgesinden istifade etmişti...
Kimbilir kaç mevsim böyle bembeyaz açıp gelin edasında salınmışlardı rüzgarda,kimbilir,
ben biliyorum ama,işte kahrolsunki biliyorum,yıllardır bu akasya ağaçları evimin karşısındaki okulun bahçesinde dururlar,çok severim onları,her açtıklarında akasyalar açarken adlı şarkıyı daha bir keyifle dinleyesim gelir,,,sabah gözümü açıpta balkona çıktığımda gördüğüm ilk şey akasya ağaçlarıydı,düne kadar....
Oksijen kaynağım derdim onlara evimin gölgeliği,yeşiline bakıp huzur bulduğum,üstünde yuva yapmış kuşların cıvıldadığı,oynaştığı,üzerinde duran kumruların ben balkona çıkar çıkmaz beni görüp uçup balkonuma gelmesi,eşsiz görüntüler ve harika anılardı,hatta bir kereseinde önceki yıllarda,bir tanesinin üzerinde bir kedicik mahsur kalmıştı,çıkıp tepesine inememiştide,ne kadar ağlamıştı,sonrasında itfaiyeye haber verip,gece vakti itfaiyenin gelip sabırla onu sık dalların arasından bulup indirmesi takdire şayan bir davranıştı :)
Okulun bahçe duvarının yıkılma tehlikesi vardı,tabela asmışlardı üzerine,ama ağaçlarımızın yıkılma tehlikesi yoktu ki :( Dün kocaman kepçeler kamyonlar gelip duvarı yıkmaya başladılar,oraya kadar her şey iyi güzel vatandaşın ve orda okuyan,bahçesinde oynayan,yoldan geçenlerin can güvenliği için o duvar yıkılıp yeniden yapılmalıydı,yıkıldıda,ama güzelim akasya ağaçlarıda beraberinde.....hani kendi kendime soruyorum,kafamda onlarca soru işaretiyle geziyorum dünden beri,üzülüyorum,akasyalar açmıyacak artık akasyalar ağlıyor,benimde içim acıyor :( Diyebilirsiniz sanane,dünyanın her yerinde bu ve buna benzer görüntüler her gün yaşanmakta,ne büyütüyosun,elimde değil,kıyamıyorum,belki o ağaçlar yerinden canlı canlı sökülmedende başka bir hal çaresi bulunurdu diyorum,bir eğitim kurumunda bunun olmamamsı gerekirdi diyorum,
hani bize küçükken bir söz öğretmişlerdi "yaş kesen baş keser" olmadı birde hadis-i şerif vardı bu konuyla alakalı,,,,"Enes İbni Mâlik radıyallahu anh'den rivâyet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Herhangi birinizin elinde bir hurma fidanı varken, kıyâmet kopacak olsa, derhal onu diksin!"[1]"
Gerçi bu işlerle uğraşanların hadisle atasözüyle uzaktan yakından alakası olamazya neyse,,,,
Belki ağaçları sökmeden başka bir yöntem uygulanabilirdi,hem okulun bahçesine duvar örüpte içerde önlemini alamadıktan sonra hiç bir kıymeti yok,nice okullar var ki,etraflarında tel örgüler,yüksek duvarlar,kameralar,güvenlikleri olduğu halde içlerinde türlü terbiyesizlikler,ahlaksızlıklar yapılmakta,hatta cinayetler işlenmekte,iş duvar yapmakla,duvarları sağlamlaştırmakla bitmiyor yani,iş kafa yapılarını değiştirmekle,görüş açını genişletmekle oluyor bana göre....
Kumrularım sizin için çok üzgünüm bu sabahki halinizi gördüm,her zaman üstünde durduğunuz ağaçlarınız yerde ölmüş vaziyette yatmaktalar,sizde öyle elektrik tellerinde durmaya mahkum edildiniz,bizde karşımızdaki yeşiller yerine,evlerin soğuk beton duvarlarına bakmaya......
Durum budur dostlar,sökülen ağaçların yerine ne yapılacağını zaman gösterecek,çalışmalar devam ediyor,inşallah söktükleri ağaçların yerine yenilerini ekip birazda olsa yıllar sonra aynı seviyeye gelecekte olsa başka ağaçlar bırakırlar diyorum,izlemedeyim.....
SON KEZ...
4 yorum:
İnşaallah tekrar yenilerini dikerler.
İnşallah....Şu an ağaçları kesiyorlar,hummalı bir çalışma var....
En sinir olduğum şey, sanki bir ağaç kolay yetişiyor! Onları kurtaracak bir yol mutlaka vardı ama kimin umrunda! Bizim ülkemizde yıkmak çok kolay ve gündelik bir iş,ama yapmak!
Belkide vardı mutlaka ama yapmadılar kolayına kaçtılar,şimdi yerine yeni duvar yapıyorlar görsen sur örüyorlar sanki,bizler kafa yapılarımızı değiştirmedikçe daha ne duvarlar öreriz ağaçları söküp yerine :(
Yorum Gönder