Beklemek Gibi,Biraz Ordan,Biraz Burdan :) Ve Yeni Şablonum...

Bir günlük kar sevinci yaşadıktan sonra,15 günlük bir tatilin ardından vede oldukça yoğun geçen bir son 5 günün ardından merhabalar :)

Özledim valla buraları,bugün oğluşlar okula gidince az temizlik yaptım,evim evim güzel evim ve internetim gene başbaşayız bak :) Onlar evde oluncada başbaşayız ama bana pek pc sırası gelmiyo,birde 3 tane erkek olunca evin içinde biraz dağıldı ortalık,başka işlerde çıktı ortaya,neyse hallettik sonunda çok şükür...Az öncede çok güzel bir haber aldık eski ama eskimeyen bir dosttan,mutlu olduk,yüzümüze koskocaman bir gülümseme yerleşti :) işte böyle...
"Birde ben buralarla ilgilenemezken sevgili blog arkadaşım,Şanlı İzmir'in yüreği güzel,cömert Afet'i HOBİBOX bana görmüş olduğunuz bu güzel şablonu yaparak çok güzel bir sürpriz yapmış,sağolsun,bu günlerde şablondan şansım açıldı hee bir kaç gün önce yemek bloguma sevgili Neyran güzel bir şablon yaptı şimdide buraya Afet yaptı ayy neler oluyor yahu çok bi sevindirik oldum,ama sevgili Afet sanıırm daha ekleme yapıcak buralara,ben 5 yıldır hep kendi şablonlarımı kendim yaptım boza boza,başında satlerce dura dura,kurtluyumdurda sık sık değişiyorum şablonları,ama şimdi bu ikisi hediye olunca birde benden habersiz sürpriz yapılınca uzunca bir süre durmalılar yerli yerinde diye düşünüyorum ben,siz ne dersiniz :) Neyse Afet arkadaşıma kocaman teşekkürlerimi ve sevgilerimi gönderiyorum,eğer benimde böyle güzelmi güzel,şirinmi şirin bir şablonum olsun diyorsanız arkadaşıma blogundan yada e postasından ulaşabilirsiniz...
Gelelim konumuza nerde kalmıştık?"

Bir günlüğünede olsa hani bizim diyarlarada kar yağdıya,çok sevindik mutlu oldukya,resimlerimizi paylaştıkya,ama içimiz buruktu be blogum,hep Van'daki depremzedeleri düşündük,onlar aylardır soğukta bir çoğu çadırda ve üşümekte,Allah yar ve yardımcıları olsun inşallah demekten gayrı elimizden bişey gelmiyor...Dünyanın türlü türlü derdi var,her tarafta sinirini birbirinden çıkarmaya çalışan insanlar,git öte azcık banada yer açılsın dediğinde sana dik dk bakanlar,patlamaya hazır bombalar ne kadarda tahammülsüz sevgisiz insanlar olduk bizler,içimize bu nefret tohumlarını ne zaman ektilerde şimdi onlar meyve vermeye başladı,elin oğlu gelip onları topluyor,sermaye yapıyor....

Sen burda kendi kendine polyannacılık oyna dur,sürekli ümit kırıntıları taşı ceplerinde,markette kasa kuyruğunda elinde tek parça ürünü olana sıranı verdin diye sevin,yolda gördüğün ekmek parçasını kenara kaldır,balkonunda sokak kuşlarına içmeleri için su bulundur,,,,,,dur da dur bi dur,bütün bunlar yeterli değil tabi,ne diyordu Cem Yılmaz "eğitim şart" şartki ne şart....

Birde blogum sana bişey diyeyimmi,ama bak bunu sakın kulak arkası etme olurmu,sen sen ol şu adına sanal dünya dedikleri yere bir şey yazıp çizerken dikkatli ol,öyle bir yazı yazıp sonra onu silme yada sil sen bilirsin ama sen onu sildiğini sanıyorsun aslında şuraya bir "." dahi koysan kalıyor asla silinmiyor,sen onu istersen çöpe taşı çöpü dök kalıyor mutlaka,geçmişi temizle istersen ayşe teyzenin çamaşır suyunla sil gene izi kalıyor,bütün bunlardan sananemi,deme işte öyle,ben,biz,siz,onlar onları görebiliyoruz,ister e postalarımızdan,ister google readerlerdan,ister önbelleklerden,deme hiç bu geçici yayındır diye büyük lokma ye ama büyük konuşma,kendini kandırırsın ancak....

Biraz karamsarmı geldim sana bugün ne?

hayır hava bulutluya ondandır sen öyle karanlık tarafımdan görüyorsun,ver bak arkanı güneşe nasıl göreceksin içindeki umut ışığını,aç pencereyi çek temiz havayı (kaldıysa tabi apartman bacalarından) içine yada ne bileyim kaldır başını gökyüzüne bak mutlaka bir kuş,bulut,ışık göreceksin,görmelisin....

Darmadağınık bir yazı oldu dimi blogum,ama dedim sana başlıkta "Biraz ordan,biraz burdan" diye peki beklemek gibi neyin nesiydimi diyorsun?

"Ekmek gibi su gibi,

doğmayı bekleyen bebek gibi,

bir parça tuz gibi,

sevmek gibi,

ay sonunu borçsuz getirmek gibi,

ilk maaşını alacağı günü beklemek gibi,

mezuniyetini beklemek,

sonra hayallere dalmak,bir ev görmek,iş,aş,eş görmek,

uykuyu beklemek gibi,

göz pınarlarında biriken yaşın düşmesini beklemek gibi,

boğazına oturan yumruğun kalkmasını beklemek gibi,

konuşmayı özlemek gibi,

sussun diye beklemek gibi,

kapının yada telefonun çalmasını beklemek gibi,

özlediğini beklemek gibi,

duaya kalkan ellerin yere inmeden,duanın kabul edilmesini beklemek gibi,

yağmuru beklemek gibi,

gökkuşağını seyretmek gibi,

çiçeklere su vermek gibi,

deniz kenarında yürümek gibi,

çay içmek gibi....