57 NCİ ALAY – “Dönmeyi asla düşünmediler…
“They never even considered going back…..”
Gelibolu Cephesinde çarpışa askerlerin başındaki komutanların inisiyatif gücü, coğrafi alanı tanıma, harita okuma ve liderlik yetenekleri çok değişikti. Bazılarının atak ve korkusuz; bazılarının ise temkinli ve kararsız olmaları sonucu etkiliyordu. Gelibolu yarımadasını çok iyi bilen, elinde bu bölgenin sanki gönüllü askerlerinden kurulmuş 57 nci Piyade Alayını bulunduran ve yedekte tutan 19 ncu Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, kendisine güveni, ön sezgisi, cesareti, kararlı tutumu ile sivrilmiş ve ulusal kahraman olmuştur. Hatta İngiltere Başbakanı olan D. Lloyd George 1922′ de “Yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğe bakınız ki o büyük dahi çağımızda Türk Milletine nasip oldu.” demek zorunda kalmıştır.
Bakınız Mustafa Kemal, 12 Nisan sabahında Gelibolu sahilinden gelen top seslerini duyar duymaz, beklediği anın geldiğini anlamış ve en güvendiği 57 nci Piyade Alayını hazırlamıştır… Öğleye doğru Kocaçimentepe’ye vardığında, denizde onlarca düşman gemisini, sahile asker taşıyan nakliye vasıtalarını görür ve bu anı şöyle anlatır anılarında;
“…Conkbayırı üzerinden Düztepe’ye gelirken, oradan 261 Rakımlı Tepe’ye baktığımda 27 nci Alayın 2 nci Taburunun 4 ncü Bölüğünün geri çekilen askerleriyle karşılaştım.
-Niçin kaçıyorsunuz? Dedim.
-Efendim düşman! Dediler.
-Nerede?
-Askerler ‘işte’ diyerek 261 Rakımlı Tepeyi gösterdiler. Gerçekten düşman avcı hattı 261 Rakımlı Tepeye yaklaşmış ve gayet rahat bir şekilde ileri yürüyordu, Şimdi durumu düşünün. Ben kuvvetlerimi bırakmışım, askerler 10 dakika istirahat etsin diye… Düşmanda bu tepeye gelmiş. Demek ki düşman, bana benim askerlerimden daha yakın! Ve düşman benim bulunduğum yere gelse, benim birliklerim çok kötü duruma düşecektir. O zaman artık bunu biliyorum, bir mantık kararı mıdır, yoksa doğal bir davranış mıdır bilmiyorum. Kaçan Askerlere
-Düşmandan kaçılmaz. Dedim
-Cephanemiz kalmadı. Dediler
-Cephaneniz yoksa, süngünüz var.
Dedim ve bağırarak süngü taktırdım, yere yatırdım. Aynı zamanda Conkbayırına doğru ilerlemekte olan piyade alayı ile dağ bataryasının yetişebilen askerlerine ‘marş marş’ la benim bulunduğum yere gelmeleri için emir subayımı geri gönderdim. Bu askerler süngü takıp yere yatınca, düşman askeri de yere yattı. Kazandığımız an bu andır.”
Türklerin yere uzandığını gören ANZAKLAR bir an tereddütte kaldılar, ardından onlarda yere yattılar. Bu an Mustafa Kemal’ e üstünlüğü ele geçirme şansı verdi. Yanına gelmiş olan 57 nci Piyade Alayı 2 nci Tabur komutanı Yüzbaşı Ata Efendiye bütün taburuyla 261 Rakımlı Tepe üzerinden düşmana taarruz etmesini emretti. Dağ bataryasına su yatağında mevzi aldırarak düşman piyadesi üzerine ateş açtırdı. Dereye geldiğinde biraz geciken diğer tabur taarruza iştirak etti. Daha sonra 57 nci Piyade Alay Komutanına bütün alayı ile düşmana hücum etmesini emretti. Hücum sırasında birlik komutanlarına “Size ben taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimizi başka kuvvetler ve kumandanlar alabilir.” Şeklinde tarihi konuşmasını yaptı.
57 nci Piyade Alayı savaşın ilk on günü içinde neredeyse mevcudunun üçte ikisini şehit vermiştir. Buna rağmen asla savaş gücünden hiç bir şey kaybetmemiş, cesaretini yitirmemiş ve korkuya kapılmamıştır. Bu alayda çarpışan askerlerin insan üstü yiğitlik ve kudretlerine karşılık Sultan Mehmet Reşat tarafından 30 Aralık 1915 tarihinde Alay Sancağına Altın ve Gümüş İmtiyaz Madalyası ile Harp Madalyası takılmak üzere verilmiştir.
Ayrıca alay sancağına şu hatıranın yazılmasını emretmiştir. “Devlet-i Osmaniye ile İtilaf Devletleri Harbinde 57 nci Piyade Alayının düşman tarafından 25 Nisan 1915 günü Çanakkale’ de Arıburnu’ na meydana gelen ilk çıkartmada karaya çıkmış düşman kuvvetlerinin ilerlemesine ve Kocaçimen Tepelerinin düşman eline geçmesine o günkü hızlı davranışı ve şiddetli hücumu ile engel olmuş ve aylarca düşman karşısında savaş hattında kalarak ona karşı kahramanca muharebeler gerçekleştirmek suretiyle gösterdiği fevkalade yiğitlik ve yararlığın hatırasıdır”.
Kaynak: T.C. Milli Savunma Bakanlığı
Ruhları şad olsun….
Tüm Şehitlerimizi Saygı ve Rahmetle Anıyoruz….
5 yorum:
hepsinin ruhları şaad olsun çanakkale geçilmez dendi (bizim ailede de hem çanakkale şehidi hem gazisi var gurur duyuyorum hepsiyle) ardından istanbul boğazına dayanıp başkenti tutsak ettiler bir yerde hata var ölen öldüğüylemi kaldı... birtek öğle yemeği yediler oda bir parça bayat kuru ekmekti.. neden... çanakkaleden ikinci kez ellerini kollarını sallayarak geçtiler.. düşünmek lazım... neler oldu..
çanakkaleli olmak ayrıcalık ve o topraklara basarken altında yatan binlerce şehidi anmak saygı göstermek lazım... 18 martın kutlu olsun gülcancım..
sevgilerimle...
Çanakkale, benim gönlümde apayrı yeri olan bir yer. Çanakkale ile ilgili bir şeyler okuduğumda, dinlediğimde, o tarihe kazınan savaşlardan dedelerimizin menkıbelerini duyduğumda gözlerim hemen yaşlarla dolar. Engellemem de kendimi, bırakırım, dökülsün yaşlarım. Ahh boğazın hülyalı suları... Ah şehitler diyarı Çanakkale...
Çanakkale denince akan sular durur, kanım hızlı hızlı akmaya başlar. Düşünmekten alamam kendimi, duygulanmaktan. Duygu kümesidir, her yerimi sarar inceden inceye. Çanakkale denince, ben bir başka olurum her zaman... Her şeyin sahibine emanet... (Bloğuma da beklerim inşaAllah) :)
Şu yorum penceresini bile on denemeden sonra açabildim.Ah sevgili gelibolu hepimizde aynı sorun site hala keyfi açılıyor..Bende çoğu zaman açamıyorum.Bi post için saatlerce uğraştım bugün.Umarım geçicek:(
Bu bilgiler güncel olarak yeniden
yeniden anlatılıyor mu acaba yeni minik yüreklere...:))
gecikmeli de olsa bloglara ulaşabiliyorum artık...:))
Yorum Gönder