18 Ağustos 2011

Açlığın Güzel Durduğu Zaman - Ramazan

Açlığın o en güzel durduğu zamandayız. Kıyıları döven dalgalar gibi hırçın ruhumuzun, derin derin duran okyanuslara döndüğü bir zamandır bu. Bu kadar anlamlı bir açlığı göğsümüzde gururla taşıdığımız başka bir zaman dilimi de yoktur.
Anlamaktır bir bakıma ramazan. İdrak etmektir. Bu açlık tam olmasa da açlıktan karnına taş bağlayanla bir şekilde bir ünsiyet kurmaktır. Herkesle beraber yan yana yaşadığımızın farkına varmamızdır ki; açlık nasıl bir şeydir? diye sorulduğunda verecek bir cevabımızın olmasıdır elimizin altında.
Toplumun bütün kılcal damarlarına pirinç olup, bulgur olup kısacası kumanya olup nüfuz etmektir. Birinin ötekini adam yerine koyup, bir sofrada beraberce yanyana kaşık sallamasıdır. Karnının açlığından belki binlerce kat daha mühimdir ruhu aç bırakılmış, gururuyla oynanmış insanın isyanı.
Fakire sabır dersi, zengine şükür dersi veren Hoca Ahmet Yesevi misali, bir elinde ''Ağniya-i Şakirin'' ( şükreden zenginler), bir elinde ''Fukara - i Sabirin'' (sabreden fakirler) olarak dengeli bir cemiyeti tesis etmenin sevinciyle unutup gidiyoruz açlığımızı.
Size göre de açlığa ilahi bir anlam giydirmenin başka bir yolu var mı? Bana göre bu ilahi bir lütuftur ki; bu lütfu başka bir kültürde bulabilmenin imkânı da yoktur.
Ramazan bir anlamıyla, merhamet, vicdan, acımak ve sevmek gibi en insani yanlarımızı hatırlamamız için ne büyük bir fırsattır anlayanlara...
Herşey izafidir derken adamlara burun kıvırdığımız zamanlar da olmuyor değildi. Oysa gördük ki; açlık da izafidir. Dünyayı yiyip bitirmek arzusuyla, yeni çıkmış gibi kıtlıktan nimetlere saldıranların açlığı tükenmezken, kanaat gibi bir nimeti yiyenlerin asla aç kalmadığına şahit oluyoruz.
Bir anlamda nereden baktığımıza da bağlı değil mi? Astronomik rakamlar kazanıp evinde doyumsuzluk ve geçim sıkıntısı çekenlerin yanında, asgari ücretle çalışıp gül gibi geçinenlerin varlığını gördükçe de bereket dediğimiz o ilahi sırrı daha yakından anlamaya başlamıyor muyuz?
Köpeğin senede dokuz - on tane yavru yaptığı yerde koyun bir yavru yapmaktadır. Oysa her tarafta koyun sürüleri varken, köpeklerin nesli son derece sınırlı kalmaktadır. Buna şöyle anlam vermektedir anlayan adamlar. Koyun bereketli bir hayvanken, köpek malesef onun kadar bereketli değildir. İnsan olarak bu bereket kavramına kafa yorarsak, kafa yorduğumuz kadar gönül gözüyle anlamaya çalışırsak bu dünya hayatına daha anlamlı bir gözle bakmayı da öğrenmez miyiz?
Ramazan iklimi maddi bereketin yanında manevi bereketin de vucut bulduğu bir iklimdir. Bu zamanlarda insanlar arası ilişkiler, öteki zamanlara oranla daha bereketlidir. Manevi dünyamızın bu gibi zamanlarda daha da renklendiğini birebir müşahade ederiz.
Bu bir anlamda bir milat olarak da düşünülmelidir. Tutar sıfırdan başlarsın. Herşeye yeniden yeni bir gözle bakmaya başlarsın ki; bu işin sırrı da bereketi de buradadır. Çoğumuz bu anlamda bir vesilenin peşinde değil miyiz? Yeni bir umutla herşeye yeniden başlamanın bir bahanesi de olabilir. Neden olmasın?
Hadi bir umutla sarıl hayata henüz herşey bitmiş değil. Göreceğiz ki yeni bir hayatın kapıları o kadar da paslanmış değildir. Bizim bir dokunuşumuzu bekliyormuş da bizim haberimiz yokmuş gibi.
- Elimizde açlığımız. İçimizde kocaman umutlarla o ilahi kapının tokmağını tıklamaya niyet ettiğimizde, bütün dünyanın bize yardımcı olmak için sıraya girdiğini de göreceğiz. Ben inanıyorum ey okuyucu sen inanmıyorsan denemesi bedava...

Umut Bulut


Not: Eski postumdur....

10 yorum:

Unknown dedi ki...

neye açız neye tokuz bilmiyoruz
gerçek zenginliğin bir lokmayı
rahat yiyebilmek olduğunu kızılderililer bile anladılar

elinize sağlık

SÖZÜN ÖZÜ - SALİH YILDIRIM dedi ki...

Yazanınn ellerıne ,yuregıne saglıkk,çok guzel , manıdar bır yazıydı,
Teyze ALLAH senden razı olsun, Rabbım bızlerı, Ramazanı hakkı ıle eda eden kullardan eylesın (amınnn)

Yazıda kı ornekler cok hostu, Ceanb-ı ALLAH rahman ve rahımdır, Kımse aç kalmaz yeter kı sukretmesını bılsın, fakırın sabrımı ? yoksa zengının sukrumu ? hangısı daha zor veya hangısı daha fazıletlı acaba, sımdı bak teyzecım kafam buna takıldı sahura kadar dusunurum ben sımdı :)
Tesekkurler teyze,

SEvgıler

huuuubakbi dedi ki...

sağol hemşerim,yazi da çok anlamli,çok sagllll

sena çeyiz dedi ki...

Çok güzel bir yazı.
Allah razı olsun.

Tespih Taneleri... dedi ki...

Bayagi derin manalar iceren bir paylasim olmus, Rabb'im idrakini nasip etsin insallah...
Dualarda bulusmak umidi ile...
SEVGILER

boncukdevrim dedi ki...

Napionn needionn gülcanimm,sesin cikmio :(

gelibolu17 dedi ki...

Oyyy boncuğum gelmiş,hoşgelmiş,hani bi şarkı varya sözlerini şimdi tam olarak hatırlamıyorum ama bulursam çalacağım bir ara söz :) "kimse bana sen gibi sarılmadı" diyoya boncuğum kimsede bana sen gibi hatır sormadı :)çok şükür nolsun,koşturmacalı bir Ramazan ayı geçiriyorum ama çok hoş tatlı telaşlarım var gördüğün gibi,evimde mukabele okutuyorum,Ramazan lezzetleri etkinliğim var,özlemişim seni,gelcem ziyaretine bende,tatilden dönmüşsün dimakki :)
öpüyorum,her zaman gel emi boncuğum,bak ne çok ihtiyacım varmış nasılsın diye sorulmaya gördünmü,ne konuştum gene :)
sevgiler,selamlar olsun....

marifet ellerimizde dedi ki...

allah razı olsun..rabbım sukrunu bılen hayırlı kullarından eylesın bızı...

allah razı olsun..zeynep

marifet ellerimizde dedi ki...

canım tarıf gondermek ısterım...

http://tatlczeynep.blogspot.com/2011/08/ramazan-pidesi-2.html

teşekkürkler..

Baharcicegi dedi ki...

Rabbim kimseyi aclikla terbiye etmesin Aminn
canim tarifimi alabilirsin

Gelibolu'm