18 Temmuz 2009

MİRAC KANDİLİ,ŞİMDİDEN KUTLU OLSUN...SELAMLAR

19 TEMMUZ 2009 PAZAR
MİRAC KANDİLİ,ŞİMDİDEN KUTLU OLSUN...
SELAMLAR...


Mirac gecesinde NE YAPMALIYIZ?
CEMİL TOKPINAR
Mirac gecesinin meyvelerini toplamalıyız, adeta onları yudumlamalı ve hazmetmeliyiz, Mirac’la gelen mesajı anlamalıyız ve Mirac’la gelen on emre kulak vermeliyiz.
Beş vakit namazın Mirac’la geldiğini düşünüp, namazla Mirac macerasını hatırlamalıyız ve her namazla adetâ Mirac’ı yaşamalıyız. Bakara Sûresi’nin son ayetlerindeki dualar gibi dua etmeli, elimizden geliyorsa Cevşen’i hatmetmeli veya en azından bir miktarını okumalıyız. Küstürdüklerimizden helallik almalıyız, annemizin, babamızın ellerini öpüp, ihtiyaçlarını karşılayıp, onları memnun etmeliyiz. İyiliğini gördüğümüz insanlara karşı vefalı davranmaya söz vermeliyiz. Günahlarımızı affettirebilmemiz için bir taraftan sadakalar vermeli, bir taraftan da, bir daha işlememek üzere günahlarımıza tövbe-istiğfar etmeliyiz. Ölmüşlerimiz adına hayırlar yaparak, sadakalar vererek ve Fatihalar okuyarak anmalıyız. Küçüklere şefkatli, büyüklere hürmetli davranmalı, kimseyi incitmemeliyiz. Alimlere saygıda kusur etmemeli, ilim meclislerine koşup giderek, sohbeti dinlenebilecek alimlerin derslerine katılmalı, ilimle ve çalışmakla cehaletin, didişmenin ve fakirliğin belini kırmalıyız. Beş vakit namazı hayatın gayesi bilmeli, bu geceden itibaren onu asla bırakmayacağımıza söz vermeliyiz.


Mirac’dan bize gelen hediyeler nelerdir?
ABDULKERİM BALCI
Beş vakit namaz, şirk koşmayanların Cennet’e girecekleri müjdesi ve Amennerresulü...
1Beş vakit namaz ki, aslında mükâfat itibarıyla elli vakit ibadettir. Efendimiz sanki Mirac’taki ilahi lezzeti tadınca, o imkanın, kendi istidatları nispetinde müminlere de verilmesi için niyazda bulunmuş ve niyazı kabul edilerek, o kapı, müminler için de bir ölçüde açık bırakılmıştır. Bu gerçeği de, “Namaz, müminlerin miracıdır.” diye ilân buyurmuştur.

2Şirk koşmayanların ebedî olarak Cehennem’de kalmayıp, Cennet’e girecekleri müjdesi.

3Bakara Suresi’nin son iki ayeti. Bu son iki âyet, Cibrîl vâsıtasıyla nâzil olmamış, Resûlullah Efendimiz bunları Mirac gecesinde vâsıtasız olarak işitmiştir. Bundan dolayı Bakara Suresi, Medine devrinde nazil olmuştur, ancak o takdirde bu iki âyet müstesna olarak daha önce nazil olmuş demektir. (Elmalılı)

Bu duanın ruhunun anlaşılabilmesi için, bu ayetlerin Medine’ye hicretten yaklaşık bir-bir buçuk yıl önce Mirac’ta vahyedildiği göz önünde bulundurulmalıdır. O dönemde imanla küfür arasındaki çatışma çok şiddetli idi ve müminlere yapılan işkenceler en aşırı dereceye ulaşmıştı. Ve bu sadece Mekke ile sınırlı değildi.

Tüm Arabistan’da bir müminin huzur içinde yaşayabileceği bir yer yoktu. Bu şartlarla başa çıkabilmeleri için Müslümanlara bu dua öğretilmişti. Allah, kuluna kendisine nasıl dua edeceğini öğrettiğinde, kul bu duanın kabul olacağından emin olabilir. Bu nedenle bu dua Müslümanlara büyük cesaret verdi ve en çok işkence gördükleri zamanlarda bile huzur içinde olmalarını sağladı. Ayrıca bu dua, onlara arzularını kontrol altında ve bu duada öğretilen sınırlar içinde tutumlarını ve bu arzuları yanlış yollara kanalize etmemelerini de öğretiyordu. Bu nedenle bu duada düşmanlara karşı acımasızlık, intikam gibi dünyevi hiçbir konuya değinilmemektedir. Buna o dönemde acil ihtiyaç vardı; çünkü Müslümanlar büyük zorluklar, maddî kayıplarla karşı karşıya kalıyorlar, işkence çekiyorlar ve hem fiziksel hem de ekonomik baskı altında tutuluyorlardı. Müslümanların bu duasında yer alan yüce ideallerle, o dönemde çektikleri işkenceler arasındaki zıtlık, onların bu kritik dönemde bile, ahlâkî yönden nasıl eğitildiklerini göstermektedir. İşte bu, her gerçek müminin ulaşmak için çalışması gereken yüce ahlakî seviyedir. (Tefhimu’l-Kur’an, 1/199)

4Et-Tahiyyâtü duası. Mirac’ta Allahu Teala ile Resulullah (sas) arasında geçen bir ulvî mükâlemenin, Tahiyyat (Teşehhüd) duâsı şeklinde kutlu bir hatıra olarak müminlere bırakıldığı kitaplarımızda yer alır. Efendimiz tarafından öğretildiği kesin olan bu mübarek duânın, Mirac gibi mümini yükselttiği âşikârdır.

5Melekleri, Cennet’i ve Allah’ın Cemâli’ni gördü. Efendimiz (sas), iman esaslarının hakîkatlerini göz ile görüp, melekleri, Cennet’i, âhireti, hattâ Cenâb-ı Hakk’ı göz ile müşâhede etti.

Amenerrasûlü’nün fazîleti

Efendimiz (sas) , bu dualarla dua ettiği zaman, Allah tarafından “Peki, kabul ettim” buyurulduğu Müslim ve Tirmizî’de rivayet edilmiştir. Abdullah b. Mes’ûd’dan rivayet olunan bir hadis-i şerifte buyurulmuştur ki: “Her kim geceleyin Bakara Sûresi’nden bu iki âyeti okursa ona yeter.” Diğer hadis-i şerifte de Fahr-i Risâlet Efendimiz buyurmuştur ki: “Allahu Teâlâ, Bakara Sûresi’ni iki âyetle sona erdirdi ki, bunları bana arşın altındaki bir hazineden verdi. Bunları öğreniniz, kadınlarınıza, oğullarınıza belletiniz, öğretiniz. Çünkü bunlar hem salattır, hem duadır, hem Kur’ân’dır.”

Hz. Ömer ile Hz. Ali (r.anhümâ)’den rivayet edilmiştir ki, her biri, “Aklı başında bir adam görmezdim ki, Bakara Sûresi’nin sonundaki bu âyetleri okumadan uyusun.” demişlerdir. “Cibrîl, Hz. Peygamber’e Bakara Sûresi’nin sonunda ‘âmin’ demeyi telkin etti.” diye de Ebu Meysere’den gelen bir rivayet bulunmaktadır.

1 yorum:

http.belguzaranne.blogspot.com dedi ki...

merhaba sevgıler canım

Gelibolu'm